Binali Yıldırım'dan çok önemli İstanbul açıklaması

AK Parti Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım İstanbul seçimleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulunuyor.

15 Nisan 2019 Pazartesi 15:48
Binali Yıldırım'dan çok önemli İstanbul açıklaması

Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım açıklamalarda bulunuyor. Binali Yıldırım, ''Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır dedi. ''Seçimde yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler, oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var'' diyen Binali Yıldırım, ''Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir'' ifadelerini kullandı. Binali Yıldırım, ayrıca ''Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar. Yani ilçe belediye başkanı adayına pusulası, belediye meclis adayının pusulası, büyükşehir adayının pusulası verilmiyor bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur'' diye de konuştu.

İşte Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları:

''Bu toplantı ile başta İstanbullu hemşerilerimiz olmak üzere halkımıza sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Neden böyle bir toplantı yapmak hasıl oldu? Bildiğiniz gibi 31 Mart seçimleri Türkiye’de ve İstanbul’da gerçekleşti. Seçimlerden hemen sonra iki açıklama yapıldı. Seçimgecesi önce CHP adayı rakam vererek kazandığını ilan etti. 29 bin 500 civarında oy farkıyla kazandığını ifade etti. Biz de aynı gece 11’i 25 geçe eldeki bilgilere göre biz kazandığımızı söyledik.

YSK Başkanı Sadi Bey 227 bin 889 oy ile Ekrem İmamoğlu’nun daha önde olduğunu ifade etti. Böylece sandık sonuçlarına ilk bilgilerle beraber seçim esnasında, seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkan anormallikler, şaibeler, yolsuzluklar gibi anormalliklerin de gündeme geldiğini hep beraber gördük.

YARGISAL SÜREÇ DEVAM EDİYOR

Bu seçimleri ikiye ayırmak gerekir. Bir tanesi seçim günü yapılan işlemler, idari işlemler. İkincisi de seçim sonrası itirazların değerlendirildiği yargısal süreç. Yargısal süreç şu an itibariyle devam ediyor bildiğiniz gibi. Burada gerek AK Parti, gerek diğer partiler CHP ve MHP çeşitli yerlerde itirazlarda bulundu.

Ben kısa bu itirazların bir listesini söylemek istiyorum. 2014 yılı seçimlerinde, AK Parti 84 itiraz yapmış, 77’si reddedilmiş 7’si kabul edilmiş. CHP 45 itiraz yapmış, 4’ü kabul görmüş, 41’i reddedilmiş. Toplamda 191 itiraz olmuş, 19’u kabul görmüş.

2019 yılı seçimlerinde, yani 31 Mart’a geldiğimizde toplam 522 itiraz var, bunun 485’i itiraz görmüş ve 13’ü kabul edilmiş. 24’ü de kısmen kabul edilmiş. Herkes itiraz hakkını kullanmış. İtiraz sürecinde durum nedir itiraz sürecinde? İtirazlar sonucu geldiğimiz nokta nedir?''

OYLAR SANDIKTA İÇ EDİLMİŞTİR

46 seçimleri yarı serbest seçimlerdir ve o itirazı da CHP yapmıştır. İlk açık oy gizli tasnif olmasına rağmen o itirazı yapan da CHP’dir. Dolayısıyla itiraz kültürü CHP’ye yabancı değildir. Bugün itiraza tahammülsüzlük anlaşılabilir değildir. 2014 seçimlerinde de CHP Ankara seçimlerini itiraz süreçlerinden sonra hem AYM’ye hem AİHM’e kadar götürmüştür. Biz hukukun peşindeyiz. Biz vatandaşlarımızın verdiği oyun sandıkta iç edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Bunu da kısmen başardık. Başlangıçta 27 bin açıklanan rakamlar bugün 12 bin 200 seviyesine gerilemiştir. Bir şeye İstanbullular'ın dikkatini çekmek isterim.

İki parti veya iki aday birbirine yakın oy aldığı halde neden aramızdaki fark benim lehime artmaktadır? Bu sorunun cevabını bekliyorum. Normalde yanlışlık varsa bu yanlışlık her iki aday için de aynı şekilde olması icap eder. Bu şunu gösteriyor, oylar sandıkta iç edilmiştir. Bu kadar açık. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. Bunlar tespit edebildiklerimiz. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10’u sayılabilmiştir. Biz eminiz ki bu oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı eğer rakip aday CHP buna rıza gösterseydi mutlaka bu seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve tersine dönecekti. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tabi her iki halde de şunu da söylemek isterim. Seçimin bu şekle dönüşmüş olması tatsız bir şey. İstanbul gibi memleket büyüklüğünde bir şehri yönetecek başkanın; şaibeler ve sakatlanmış bir seçim sonucuyla başkan olması doğrusu pek hoş bir şey olmaz.

YSK İŞİN PATRONUDUR

Başkanın güçlü şekilde görev yapması ve İstanbullular'ın özlediği hizmetleri yerine getirebilmesi bütün İstanbullular'ın arzusudur, beklentisidir. Biz başından beri hukuk vurgusu yapıyoruz. Adalet diyoruz. Dolayısıyla şu anda da işleyen süreç bundan ibarettir. YSK işin sahibidir, patronudur. Ve seçimle ilgili itirazları tamamiyle YSK yönetmektedir. İtirazların bir kısmını bizim taleplerimizi reddetmiştir, bir kısmını kabul etmiştir. Aynı şekilde CHP’nin bir kısmı kabul edilmiştir, bir kısmı reddedilmiştir. Sona yaklaşmış bulunuyoruz. Maltepe’deki sayım da tamamlandığında bu süreçler tamamen bitmiş olacak. Böylece YSK bir karara varmış olacaktır.

SEÇİMİ KAZANDIĞININ KARARINI SEN Mİ VERECEKSİN?

Ben bu noktada şunu anlayabilmiş değilim. Bir tahammülsüzlük var ortada. ‘Seçimi kazandık verin mazbatayı’ Ya kardeşim seçimi kazandığının kararını sen mi vereceksin? Bugüne kadar bu ülkede onlara seçim yapıldı. Kararını veren yer YSK’dır. Bugün böyle verilmiş bir karar var mı? Belediye Başkanıyım diye kart bastırırsan, belediye başkanıyım diye Anıtkabir defterine imza atarsan ve belediye başkanıyım diye sokakta dolaşıp mitingler yaparsan, YSK’nın vereceği kararı etkilemekten başka ne iş yaparsın? Hukuk devletinde baskılarla, hakimleri, karar vericileri etkilemek mümkün değildir. hakimler hukuka göre karar verir. Hakimler kararlarıyla konuşur. Dolayısıyla hepimize düşen sonucu sükunetle beklemektir. Dış ülkelere mesajlar göndermek, dış ülkelerden Türkiye’ye baskı yapmasını sağlamak, bunlar bizim milletimizin canını sıkmaktadır.

İMAMOĞLU'NA YSK'NIN VERECEĞİ KARARI BEKLEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM

Ve dünyaya Türkiye’yi bu konuda şikayet etmek, Türk hukuk sistemine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ben Sayın İmamoğlu’nu, değerli rakibimi, bu gibi tecrübesiz davranışlara son vermesini ve sükunetle YSK’nın vereceği kararı beklemesini bir kez daha tavsiye ediyorum. Seçim ile yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var. Mesela, Büyükçekmece’deki olay. 

BU SAHTEKARLIK

Büyükçekmece olayında deniliyor ki 'Seçmen naklini herkes yapıyor, siz de yaptınız'...
Bu sahtekarlık. Kendi iradenizle seçmen nakli yapmıyorsunuz. Bilgisayarın başında belediyeden aldığınız numaratajı kullanarak oturduğunuz yerde bu seçmen girişlerini yapıyorsunuz.

Ne kadar hazin bir durum ki MHP İlçe Başkanı evine 6 tane seçmen yazılmış haberi yok. Kepazeliğin geldiği boyutu görüyorsunuz.

Bu arkadaş kim? CHP’li, belediyeden nüfusa geçici görevlendirilen biri. Bu iş 1 sene önceden planlanmış.

Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Sahtekarlık başta yapılmışsa sonuna kadar da devam eder.

Bu seçimlerin bu hale gelmesini körükleyen rakip adaydır. Yoksa bu itiraz süreçleri her dönemde olmuş ve sükûnet içinde değerlendirilip karar bağlanmıştır.
Mansur Yavaş soyadı gibi yavaş hareket etmiş, bütün süreçlerin tamamlanmasını beklemiş ve kendisine belediye başkanı olduğuna dair belge verilmiş ondan sonra Anıtkabir’e gitmiş ve görevine başlamış. Ben tebrik ediyorum. Sorumluluk taşıma bu.
Keşke Sayın İmamoğlu da bunu yapsaydı. Tribün tribün dolaşacağına sakin oturup benim gibi sonuçları bekleseydi. Bu benim ikinci toplantım.

MURDAR OLMUŞ BİR SEÇİMDİR

Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz.

EŞELEDİKÇE BİR ŞEYLER ÇIKIYOR

Olay çok basit. Yani eşeledikçe bir şeyler çıkıyor. Yani burada yapılması gereken iş, bu işin sonucunu beklemek. Biz bir oyun peşindeyiz. İstanbullu'nun verdiği oyun iç edilmemesi için mücadele veriyoruz. Bunun dışında başka bir amacımız yok. Bu insanlar fedakarlık yaptı. Geldi oy verdiler. Oyların istediği şekilde yerine gidip gitmediğinden emin olmaları lazım. Bunun takipçisi olmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Sonuç ne olursa olsun. Kararı YSK verecektir. YSK’nın kararı da herkesi de bağlayan bir karar olacaktır. Sayın İmamoğlu, ‘Tek güvendiğim kurum YSK’dır’ açıklaması yapmıştır. Ama bugünlerde yavaş yavaş o açıklamayı da değiştirmeye çalışıyor. ‘Güvenim azalıyor’ gibi laflar ediyor. Hukuk devletinde müracaat edeceğimiz başka bir makam bulunmamaktadır.

“Sayımlar kasten uzatılıyor” lafının da maksatlı olduğunu işte gördük. Ama şunu bilsin. İstanbullular şunu bilmeli ki seçim gecesi sayım heyetinin sayısı sandık sayısı kadardır. 31 bin 186 heyet vardı. 8,5 milyon oyu sandılar. 8-9 saatte saydılar. Şimdi heyet sayısı bazı yerlerde 3-5 olsa 150’yi geçmez. 150 heyetin bu kadar oyu ne kadar zamanda sayacağı ortada. Her sandığa heyet kurmak demek seçimi yeniden yapmak anlamına geliyor. Şu anda itiraz süreci devam ettiğine göre, orada da işi yönetecek olan seçim kuruludur. Seçim kurulu orada kararını, sandık güvenliğini, herhangi bir kargaşa çıkmasını önlemek mecburiyetidir.

5500 BANA ÇIKIYOR, 500 ONA ÇIKIYOR... BU NORMAL Mİ? SORUYORUM...

Bazen şu da söyleniyor. 'Siz gözünüzü dört açsaydınız da hileler olmasaydı.' İyi tamam bunlara itirazım yok. Ancak yani bu hırsızlığı, şaibeyi, bu yapılan yolsuzlukları haklı gösterir mi? Yani biz itiraz etmesek, 29 binden 12 bine kadar çalınan oyları geri getirmesek bitmişti olaylar. Kimin oyu bu? Senin benim, onun İstanbullu'nun oyu. Bunu yapmaya hakkımız yok. Biz, bize verilen veya rakip adaya verilen oyların yerli yerine gitmesinden mesulüz. Şimdi bir türlü tabi izah edilemeyen konu… Tamam rakibe de oy çıkıyor, bize de oy çıkıyor. 5500 bana çıkıyor, 500 ona çıkıyor. Bu normal mi? Soruyorum… Bu bile başlı başına ciddi şüpheler, organize bir kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda organize bir kötülük yaşanmıştır. Bunun açığa çıkarılması gerekiyor.

SEÇİMDEN SONRA BİZİ YÜZLERCE İNSAN ARADI... BUNU DA İLK KEZ PAYLAŞIYORUM

Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar. Yani ilçe belediye başkanı adayına pusulası, belediye meclis adayının pusulası, büyükşehir adayının pusulası verilmiyor bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu da bu işin baştan organize edildiğini ortaya koyan somut bir şüphedir. Bunun da mutlaka dikkate alınması gerekir. Onlarca delilden bahsedebiliriz, usulsüzlükten bahsedebiliriz, özensizlikten bahsedebiliriz. Bunların örnekleri de var. Özetle diyorum ki bizim amacımız itiraz sürecinin sağlıklı şekilde işlemesi ve yargının işini kolaylaştıracak davranışları, herkesin, her tarafın göstermesidir. Bir an önce sükûnetle sonucu bekleyip sonucu tamamlamamız lazım. Tırmandırarak, bağırarak haklı pozisyona geçeceğini düşünenler varsa büyük bir yanılgı içindedir. ''

SORU - CEVAPLAR

Soru: YSK, İstanbul’daki seçimleri iptal ederse yeniden aday olacak mısınız? Küstü dediler vesaire dediler… 

BİNALİ YILDIRIM: Tekrar şunu bilmenizde yarar var. Süreci YSK yönetiyor. Dolayısıyla YSK’nın vereceği kararlar ortada yokken böyle bir süreç yaşanmamışken bu şekilde bir öngörüde bulunmak anlam ifade etmez. Bekleyelim, YSK’nın vereceği karar neyse ona göre herkes durumunu değerlendirecek ve bir yol haritası çizecek. Biz şunu söyledik. İlk baştan mazbatayı YSK’yı kime verirse başkan odur. Bu söylediğimin bugün de geçerli olduğunu söylemek isterim.

SORU: Büyükçekmece’de polis evlere gidip inceleme başlatmıştı. Abdullah Bey 12 kişi hakkında incelemeden bahsetti. Bu inceleme sonucu mu işlemler yapıldı?  Vatandaşlar 2,5 yaşında çocuğunun seçmen kaydında isminin göründüğü ve oy kullanıldığına dair. Net bir bilgi var mı?

BİNALİ YILDIRIM: Bir idari ve adli soruşturma devam ediyor. Detayları Abdullah Bey takip ediyor.

AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH GÜLER: İdari ve cezai soruşturma aynı anda devam ediyor. Polislerin yaptığı çalışma, nüfus ve vatandaşlık kanunu içerisindeki usulsüz beyanlar ve usulsüz işlemlerin yapıldığı anda mülki idari amirinin kararıyla bunların keşfedilmesi ve yapılan inceleme noktasında neler varsa idari tatbikat raporu için çalışma yürütüyor.

Burada kamu görevini kötüye kullanma, menfaat temin etme var. Bu anlamda cezai soruşturma yürütülüyor.

SEÇİME İLİŞKİN TAKVİM

Olağanüstü itiraza başvurduk. ‘Seçimin sonuçlarını etkileyen müessir olaylar’ diyor. Bu durum yapılan araştırmanın sonucunda doğrudan etkileyen olay olarak tespiti yaptığı andan itibaren YSK karar verecek. Orada CHP’li bazı yetkililerin de ifadesini söylemek isterim. 130’uncu madde seçim takvimiyle birlikte işleyen, her türlü usulsüz, yolsuz işlem seçim sonuçlarını etkiliyorsa dikkate alınır diyor….

Ekrem İmamoğlu maçlara gitti? Neler söylemek istersiniz? 

Amigolukla başkanlık yapılmaz. 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.