5. TÜSİAD Sanayide Dönüşüm Günleri

- Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır: - "Sanayinin dijital dönüşümünün yerli teknolojilerle sağlanması halinde ülkemizde üreticiler için toplam maliyetlerde yüzde 7'ye, dönüştürme maliyetlerinde yüzde 15'e varan verimlilik artışı sağlanması öngörülüyor" - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik: - "Ülkemizin dijital dönüşüm rüzgarını arkasına alarak daha hızlı ilerleyebilmesi için ilk şart sanayimizin katma değeri yüksek üretim yapmasıdır"

06 Aralık 2018 Perşembe 12:01
5. TÜSİAD Sanayide Dönüşüm Günleri

ANKARA (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, "Sanayinin dijital dönüşümünün yerli teknolojilerle sağlanması halinde ülkemizde üreticiler için toplam maliyetlerde yüzde 7’ye, dönüştürme maliyetlerinde yüzde 15'e varan verimlilik artışı sağlanması öngörülüyor." dedi.

Kacır, TÜBİTAK'ta bu yıl 5'incisi düzenlenen Türkiye Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Sanayide Dönüşüm Günleri etkinliğinin açılışında yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak milli teknoloji ve güçlü sanayi vizyonuyla çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Bu vizyonun temeline yüksek katma değerli üretimi, dijital dönüşüme odaklanan ve güçlü çalışan sanayiyi koyduklarını ifade eden Kacır, dünya genelinde endüstriyel üretim süreçlerinde bütünüyle bir paradigma değişimi yaşadığını bildirdi.

Kacır, söz konusu değişime ayak uydurmak için rekabet gücünü artıracak ve üretiminde yapısal dönüşümü gerçekleştirecek politikaları hayata geçirdiklerini vurgulayarak, "Başka ülkelerin 'Endüstri 4.0', 'Toplum 5.0' gibi politika çerçevelerini ve yol haritalarını dikkatle izliyoruz. Fakat onları taklit etmek yerine Milli Teknoloji Hamlesi başlığıyla öz kaynaklarımızla gerçekleştirebileceğimiz işleri, öz yetkinliklerimizi dikkate alarak, milli ve stratejik hedeflerimiz doğrultusunda hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Milli teknoloji ve güçlü sanayi vurgusuyla yüksek katma değerli alanları insan, teknoloji, altyapı, tedarikçiler, kullanıcılar ve yönetişim başlıklarında değerlendirerek gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

Sadece bugünün teknolojilerini değil, geleceğin teknolojilerini yakalayacak işleri hayata geçireceklerine işaret eden Kacır, nihai hedeflerinin Türkiye'yi Ar-Ge'de, sanayide ve teknolojide lider bir üretim üssü haline getirmek olduğunu vurguladı.

Kacır, yeni teknolojilerin, üretimin her alanına çok daha yoğun bir şekilde nüfuz ettiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Sadece 5-10 yıl içinde nesnelerin interneti pazarının büyüklüğü yaklaşık 3 kat büyüyerek 1,7 trilyon dolara ulaşacak. Sanayinin dijital dönüşümünün yerli teknolojilerle sağlanması halinde ülkemizde üreticiler için toplam maliyetlerde yüzde 7'ye, dönüştürme maliyetlerinde yüzde 15'e varan verimlilik artışı sağlanması öngörülüyor. Küresel üretim maliyetlerine ilişkin yapılan çalışmalara göre pek çok ülkenin, hala ciddi bir iş gücü maliyet avantajına sahip olduğu ifade edilmekte. Türkiye de bu ülkeler arasında ancak sanayide hedeflenen dijital dönüşüm Avrupa ülkeleri ve ABD'de gerçekleştiğinde bizim de içinde bulunduğumuz ülke grubunun bu maliyet avantajını kaybetmesi söz konusu olabilir."

Türkiye gerekli Ar-Ge ve yenilik yatırımını yapmaz, ihtiyaç duyulacak nitelikli insan kaynağını karşılayacak önlemleri almakta gecikirse benzer üretim yapan diğer ülkelerle birlikte uluslararası rekabet avantajını kaybedeceğini anlatan Kacır, bu durumun ciddi bir yatırım ve istihdam potansiyeli kaybına sebep olacağını dile getirdi.

Kacır, dijitalleşmenin diğer sektörlerle beraber toplam net ekonomik faydasının 30 trilyon doları bulacağının tahmin edildiğine dikkati çekerek, söz konusu rakamın bir yandan fırsatın diğer yandan da fırsatın kaçırılması halinde karşı karşıya kalınacak tehdidin boyutunu gösterdiğini kaydetti.

- "Katma değerli üretim şart"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik de son yıllarda dünyanın en önemli gündeminin dijitalleşme olduğunu söyledi.

Sürekli dijitalleşme ve sanayide dijital dönüşümün önemini gündeme getirdiklerinin belirten Bilecik, dijitalleşme trendlerini yakından takip etmenin Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için adeta bir zorunluluk olduğunu dile getirdi.

Bilecik, sanayinin dijitalleşmesi gerektiğini vurgulayarak, "Gerek şirket gerek sektör gerek ülke olsun, değişime kafa yoranlar ayakta kalacak, yormayanlar ise yerinde sayacak. Türkiye'nin ise böyle bir seçeneği olamaz. Atatürk'ün sözleriyle 'Yerinde saymak, geride kalmaktır.'" ifadesini kullandı.

Türkiye ekonomisinin yeni bir hikayeye ihtiyacı olduğunu anlatan Bilecik, bu yeni hikayenin, sanayinin dijital dönüşümü üzerinde yazılması gerektiğini bildirdi.

Bilecik, son 10 yıllık dönemde dijital teknolojilerin sanayi başta olmak üzere tüm üretim ve hizmet sektöründe yarattığı dijital dönüşüm rüzgarının, küresel rekabetçilikte en büyük kırılmayı meydana getirdiğine dikkati çekerek, Türkiye özelinde, dijitalleşmenin getirdiği yıkıcı etkinin sanayiyi dönüşüme zorladığını ifade etti.

Türkiye'nin hedefinin, güçlü ülkeler arasında yer almak olduğunu anımsatan Bilecik, "Ülkemizin dijital dönüşüm rüzgarını arkasına alarak daha hızlı ilerleyebilmesi için ilk şart, sanayimizin katma değeri yüksek üretim yapmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Bilecik, geleceğe hazırlanırken gerekliliklerinin esas alınması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bu anlayışla yüksek teknolojiyle üretimi ve yüksek teknolojili ürünü, bu çerçevede, dijital teknolojileri kritik önemde görüyoruz. Türkiye'nin yeni kalkınma modeline temel teşkil edecek inovasyon ekosisteminin çok boyutlu bir bakış açısıyla oluşturulması önemli. Etkili sanayi politikalarının yaratılması, Ar-Ge ve yeniliğe yönelik stratejik yatırımların tasarlanması, insan kaynağı, teknolojik altyapıyı besleyecek ekosistemin oluşturulması kritik rol oynuyor."

- "Sanayide dijital dönüşüm milli teknolojide anahtar süreç"

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise Türkiye'nin 2023'te 10 büyük ekonomiden birisi olabilmesi için herkesin üzerine görev ve sorumluluk düştüğünü söyledi. Mandal, "Bu anlamda milli teknolojideki anahtar süreçlerden birisi de sanayide dijital dönüşümdür." dedi.

Ar-Ge'ye harcanan kaynakta artış olduğuna dikkati çeken Mandal, bunun da önemli bir kısmının dijitalleşme ve dijital dönüşüm süreciyle ilişkili olduğunu bildirdi.

Mandal, TÜBİTAK'ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile 2016'da başlattığı Akıllı Üretim Sistemleri Teknolojileri Yol Haritaları sürecinde politikaları belirledikleri bir yol haritaları olduğunu hatırlatarak, "Dijitalleşmenin, etkileşiminde yer aldığı 3 teknoloji grubunda ve 8 kritik teknolojide, 29 ürün odaklı çağrı planlamasını, projelerin açılmasını ve değerlendirme sürecini gerçekleştirmeye devam ediyoruz." diye konuştu.

2012-2018 yıllarında sanayide dijital dönüşümle ilgili TÜBİTAK tarafında desteklenen projelerin değerinin 1,6 milyar lira olduğunu aktaran Mandal, şunları kaydetti:

"Bunun 300 milyon lirası bizim yol haritamız kapsamında, diğer 1,3 milyar lirası hem akademiden hem iş dünyasından kendi firmalarımızın ve üniversitelerimizin önerdiği projelerin değerlendirdiği bir süreç. 1,6 milyar lira kamu kaynağı bu süreçlerde Ar-Ge odaklı kullanılmış. Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni yönetim kurulumuzla bu süreci daha hedef ve sonuç odaklı yeniden şekillendirme süreci içindeyiz."

Mandal, çağrı planlama süreciyle ilgili 2 yıllık yol haritalarını 2018'in sonunda veya 2019'un başında kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.

Konuşmaların ardından, "Mevcut Fabrikaların Dönüşmesinde Rol Oynayan Teknoloji Sağlayıcıları" ve "Mevcut Fabrikalarını Dönüştüren İyi Uygulama Şirketleri" konulu iki panel düzenlendi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.