Diyanet İşleri Başkanı Erbaş son iftarda Diyanet TV’ye konuk oldu

- Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ramazan ayının son iftarında Diyanet TV ekranlarından canlı olarak yayımlanan "İftarı Beklerken" programına katıldı - Bayram namazlarına çocukların da getirilmesi çağrısında bulunan Prof. Dr. Erbaş: - "Babalar çocuklarının, dedeler torunlarının ellerinden tutarak bayram namazlarına gelsin. Bayramları bayram gibi kutlayalım. Bayramları sevdiklerimizle birlikte geçirelim. Büyüklerimizi, sevdiklerimizi ziyaret edelim. Ziyaret edemezsek en azından telefonla onları arayarak görüşelim" - "Bayramı tatil olarak görmeyelim. Çünkü bu hakikaten bir ibadettir. Ramazan ve Kurban Bayramı esasında bir ibadettir. İbadeti usulüne uygun bir şekilde değerlendirmemiz lazım" - "Ramazan Bayramı'nın 'şeker bayramı' diye ifade edilmesi yanlış. Şeker bayramı diye bir bayram yok, bu Ramazan Bayramı'dır. Çocuklara şeker verildiği için bayramın adı şeker bayramı olmaz. Bu bir ibadettir. Bu ramazanın kutsiyetine biraz hafiflik getiriyor. Bu şekilde kullananlar bundan vazgeçsinler"

04 Haziran 2019 Salı 02:14
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş son iftarda Diyanet TV’ye konuk oldu

ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bayram namazlarına çocukların da getirilmesi isteyerek "Babalar çocuklarının, dedeler torunlarının ellerinden tutarak bayram namazlarına gelsin." çağrısında bulundu.

Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Erbaş, ramazan ayının son iftarında Diyanet TV ekranlarından canlı olarak yayımlanan "İftarı Beklerken" programına konuk oldu.

Süleymaniye Camisi'nin bahçesinden yayımlanan programda sunucu Mustafa Demirci'nin sorularını cevaplandıran Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ramazan ayı boyunca yürütülen irşat faaliyetleri ve Ramazan Bayramı'na dair değerlendirmelerde bulundu.

Vatandaşların ve İslam aleminin Ramazan Bayramı'nı tebrik eden Prof. Dr. Erbaş, "Her gün ömrümüzden bir yaprak düşüyor, ölüme bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bir ay önce sahuru burada birlikte idrak ettik. Şu anda ramazanın son iftarındayız. Rabb'im ömrümüzün her gününü ramazan gibi geçirmeyi, ömrümüzün her saatini ramazan ayındaki güzellikleri idrak ederek geçirmeyi nasip eylesin" şeklinde dua etti.

Son günlerde düzenlenen terör saldırılarında şehit olan güvenlik güçlerine rahmet dileyen Başkan Erbaş, "Şehitlerimize rahmet diliyoruz. Gazilerimize şifalar diliyoruz. Cenabıhakk'ın birliğimizi beraberliğimizi daim eylemesini niyaz ediyorum. Kötülükler kıyamete kadar devam edecektir. Bu bir hak batıl mücadelesidir" değerlendirmesinde bulundu.

İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerinde yaşanan acılardan dolayı Müslümanların ramazan ayını yine buruk geçirdiğini ifade eden Erbaş, Suriye'de yıllardır yaşanan acılara dikkati çekerek "Onlarla beraber biz de aynı acıyı yaşıyoruz. Libya'da öyle, Yemen'de öyle, Pakistan'da ve birçok yerde öyle. Biz de ülkemizde 35-40 senedir terörle mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı.

- "98 ülkede iftar sofraları kurduk"

Diyanet İşleri Başkanlığının ramazan ayı boyunca yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Erbaş, şunları kaydetti:

"Diğer zamanlarda olduğu gibi ramazanda da Diyanet İşleri Başkanlığı olarak milletimizi kötülüklerden uzaklaştırabilmek, onları irşat edebilmek için ramazandan nasıl istifade edebiliriz bununla ilgili seferberlik halinde olduk. Ülkemizin 81 ilinde ve 921 ilçesinde Diyanet İşleri Başkanlığımızın 160 bini aşkın mensubuyla teravihlerde, mukabelelerde milletimizin yanında olduk. Ramazan Kur'an ayı olduğu için Kur'an eğitimi daha da artıyor ve anlamlı hale geliyor. Camilerde Kur'an eğitimini ramazan ayında daha da güzelleştirerek daha da yoğunlaştırarak yerine getirmeye çalıştık.

Bu yıl ramazan ayında tema olarak infak konusunu seçtik ve bütün milletimize infak faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştık. Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı birlikte hareket ederek hem yurt içinde hem yurt dışında fakir fukara, garip gureba insanlara milletimizin vakfımıza emanet ettiği zekatları ve diğer hayır hasenatı bağışları nasıl ulaştırabiliriz onun gayreti içerisinde olduk. Sadece ülkemizdeki fakir fukara garip gureba insanların yanında yer alarak yetinmedik, dünyanın 98 ülkesinde olduk. Türkiye Diyanet Vakfı olarak 20-25 milyon kadar milletimizin bize emanet etmiş olduğu miktarları 98 ülkede iftar sofralarında Müslümanlarla, insanlarla buluşturmaya çalıştık."

Başkan Erbaş, geçen yıl Türkiye dışından 84 ülkede yardım faaliyetlerini yürüttüklerini, bu yıl ise bu sayıyı 98 ülkeye çıkardıklarını ifade ederek, "Bu çalışmalar, sadece insanlara gıda maddeleri dağıtarak değil, aynı zamanda birlik beraberlik noktasında, Müslümanların arasındaki muhabbeti geliştirme noktasında da çok büyük katkılar sağlıyor" görüşünü paylaştı.

- "İslam nimeti ile daha fazla insanı buluşturmaya çalışıyoruz"

İslam'ın ilkeleri, inanç esasları ve ibadetleriyle dünya ve ahiret dengesini muhafaza etmek için gönderilen bir din olduğunu belirten Prof. Dr. Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

"İslam insanoğluna verilmiş en büyük nimettir. Bunu nereden söylüyorum, Allah Resulü Efendimize son geldiği rivayet edilen ayetlerden birisi olan Maide Suresi'nde 'Bugün üzerinizdeki nimetimi kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Din olarak İslam'dan razı oldum' buyuruyor Rabb'imiz. İslam insanlara verilen en büyük nimettir. Kısmeti olan alır, kısmeti olmayan almaz. Çünkü dinde zorlama yoktur. Bu bir hidayet meselesidir. Bu hidayetten nasibi olanlar İslam nimeti ile buluşur. Bu nimetlerle insanları buluşturmanın adına tebliğ denir, davet denir. Biz davet ederiz, tebliğ ederiz. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bunu yapıyoruz. Ülkemiz içinde ve ülkemiz dışında bunu yapıyoruz. İslam nimeti ile daha fazla insanı buluşturmaya çalışıyoruz."

- "Bayram namazlarına çocukları da getirin"

Ramazan Bayramı'nın Türk milleti ve İslam alemi için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Prof. Dr. Ali Erbaş, bayram namazlarına çocukların da getirilmesi isteyerek "Babalar çocuklarının, dedeler torunlarının ellerinden tutarak bayram namazlarına gelsin." çağrısında bulunarak, şunları kaydetti:

"Bayramları bayram gibi kutlayalım. Bayramları sevdiklerimizle birlikte geçirelim. Büyüklerimizi, sevdiklerimizi ziyaret edelim. Ziyaret edemezsek en azından telefonla onları arayarak görüşelim. Bayramı tatil olarak görmeyelim. Çünkü bu hakikaten bir ibadettir. Ramazan ve Kurban Bayramı esasında bir ibadettir. İbadeti usulüne uygun bir şekilde bizim değerlendirmemiz lazım. İbadetlerimizi terk etmeden, bayram ziyaretlerini yaparak, eşimizi, dostumuzu, büyüklerimizi güzel bir şekilde onların gönüllerini alarak geçirmemiz gerek. Babamızı, annemizi ziyaret ederek bu bayramları değerlendirmemiz gerekiyor."

- "Şeker bayramı diye bir bayram yok"

Ramazan Bayramı'nın 'şeker bayramı' diye ifade edilmesinin yanlış olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erbaş, "Şeker bayramı diye bir bayram yok, bu Ramazan Bayramı'dır. Çocuklara şeker verildiği için bayramın adı şeker bayramı olmaz. Bu bir ibadettir. Bu ramazanın kutsiyetine biraz hafiflik getiriyor. Bu şekilde kullananlar bundan vazgeçsinler." ifadelerini kullandı.



Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.