Eğitim-Bir-Sen, “Yükseköğretime Bakış 2021“ raporunu paylaştı

- Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın: - "Türkiye'nin Ar-Ge kapasitesini geliştirmesi için doktoralı araştırmacı ve akademisyen sayısını artırmaya yönelik desteklerini geliştirmesi gerekmektedir" - "Boş kalan veya az tercih edilen yükseköğretim kontenjanları ayrıntılı bir şekilde tespit edilmeli, nedenleri araştırılmalı ve kaynakların daha verimli kullanılması noktasında kararlar alınmalıdır" - "Liseden yeni mezun olan ve üniversite giriş sınavına başvuran her dört kişiden üçünün bir üniversiteye yerleşememesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur"

24 Kasım 2021 Çarşamba 14:39
Eğitim-Bir-Sen, “Yükseköğretime Bakış 2021“ raporunu paylaştı

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Yükseköğretime Bakış 2021: İzleme ve Değerlendirme Raporu"na göre, Türkiye'nin Ar-Ge kapasitesini artırmak için doktoralı araştırmacı ve akademisyen sayısının çoğaltılmasına yönelik desteklerini geliştirmesi gerektiğini ifade etti.

Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, Yükseköğretime Bakış rapor serisinin beşincisi kamuoyuyla paylaşıldı.

Yaptığı yazılı açıklamada, rapordaki bazı sayısal verileri aktaran Yalçın, 25 yaşın altındaki her dört kişiden birinin liseden mezun olamamasının istenilen başarının hala sağlanamadığını gösterdiğini belirtti.

Yalçın, her dört kişiden üçünün bir üniversiteye yerleşememesinin düşündürücü olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

"2021 yılında ÖSYS'ye 2 milyon 607 bin 903 aday başvurdu. Bu sayı son 10 yıldaki en yüksek aday sayısı. Bu yıl 815 bin 375 olan yerleşen aday sayısı ise son 10 yıldaki en düşük yerleşen aday sayısıdır. Buna ilaveten, 2021 yılında lise son sınıfta üniversite giriş sınavına başvuran her dört öğrenciden biri, bir yükseköğretim programına yerleşmiştir. Akademik bilgileri diğerlerine göre daha taze olmasına rağmen liseden yeni mezun olan ve üniversite giriş sınavına başvuran her dört kişiden üçünün bir üniversiteye yerleşememesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur."

- Ön lisans programlarının yüzde 6'sı, lisans programlarının yüzde 25'i boş kaldı

Son yıllarda yükseköğretimdeki öğrenci sayısındaki artışın başlıca nedeninin açık öğretimdeki öğrenci sayısı olduğunu kaydeden Yalçın, Türkiye'de öğretim elemanı açığı bulunduğunu açıkladı.

Yalçın, 2021 yılı yükseköğretim merkezi ve ek yerleştirmeler sonucunda ön lisans programlarının yüzde 6'sı ve lisans programlarının yüzde 25'inin boş kaldığını bildirerek, şu bilgileri paylaştı:

"Geçmiş yıllarda olduğu gibi ön lisans ve lisans programları kontenjanların dolmadığı hatta lisans düzeyinde kontenjanların şimdiye kadarki en yüksek oranda boş kaldığı görülmektedir. Kontenjanlarının yarısını dahi dolduramayan üniversiteler bulunurken, 44 üniversite kontenjanlarının yüzde 70'ini dahi dolduramamıştır. Dahası, çoğu lisans kontenjanı olan bini aşkın programı hiçbir aday tercih etmemiş, çoğu programı ise beş veya onun altında aday tercih etmiştir. Bazı üniversitelerin öğretim elemanı sayısı öğrenci sayısından, hatta az sayıda bölümü olan fakültelerin bile öğretim elemanı sayıları öğrenci sayısından fazladır. Boş kalan veya az tercih edilen yükseköğretim kontenjanları ayrıntılı bir şekilde tespit edilmeli, nedenleri araştırılmalı ve kaynakların daha verimli kullanılması noktasında kararlar alınmalıdır.

Yükseköğretim sisteminin daha nitelikli büyümesi ve artan yükseköğretim talebine cevap üretebilmesi için tercih edilebilir yüz yüze öğretim programlarındaki kontenjanların artırılması ve verimli kullanılması için daha etkin politikalar geliştirilmelidir. Türkiye yükseköğretim sisteminin daha nitelikli büyümesi için açık öğretimin payının azaltılması yönünde politikalara ihtiyaç vardır. Açık öğretimin mevcut sistem içerisindeki misyonu yeniden gözden geçirilmeli ve toplumsal saygınlığı yüksek verimli bir sistem haline getirilmelidir. Halihazırda uygulanan politikalar yeniden gözden geçirilmeli, 50/d kapsamında çalışan araştırma görevlilerinin doktora eğitimlerini tamamladıktan sonra kadroya geçiş imkanları sağlanmalı ve bu konudaki problem alanları da çözülmeye çalışılmalıdır."

- KYK yurt sayıları ve öğrenci başına yapılan harcamalar

"KYK yurt sayıları artmasına rağmen yurt başına düşen öğrenci sayısı yıllara göre sabit kalmıştır. Bu nedenle, yurt başına düşen öğrenci sayısının azaltılması için yeni yurtlara ihtiyaç duyulmaktadır." ifadesini kullanan Yalçın, şöyle devam etti:

"Öğrenci başına yapılan harcamalarda Türkiye, 10 bin dolar harcama ile 17 bin dolar olan OECD ülkeleri ortalamasının oldukça gerisinde kalarak, son sıralarda yer almaktadır. Öğrenci başına yapılan harcamalar gözden geçirilmeli, OECD ülkeleri ortalamasına yükseltilmeli ve buna yönelik politikalar üretilmelidir. Türkiye'nin Ar-Ge personeli sayısı artmasına rağmen nüfusuna oranla yeterli sayıda değildir. Dahası, Türkiye'deki her beş Ar-Ge personelinin sadece biri doktoralıdır. Türkiye'nin Ar-Ge kapasitesini geliştirmesi için doktoralı araştırmacı ve akademisyen sayısını artırmaya yönelik desteklerini geliştirmesi gerekmektedir."

Son Güncelleme: 24.11.2021 14:44
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.