Eski yüksek yargı üyesine tahliye

- FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan yüksek yargı üyelerinin yargılanmasına devam edildi - Eski Yargıtay üyesi Kaya'nın tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi

06 Aralık 2017 Çarşamba 17:38
Eski yüksek yargı üyesine tahliye

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen davada, eski Yargıtay üyesi sanık Mine Kaya hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Kaya ile avukatı ve çocukları katıldı.

Duruşmada Kaya hakkındaki iddianamenin özeti okundu. İddianamede, Kaya'nın, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde, 2013'te Yargıtay üyeliğine seçildiği, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı belirtildi. Kaya'nın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ifade edilen iddianamede, örgütün stratejisi ve amaçları doğrultusunda hareket ettiği suçlamalarına yer verildi.

Sanık Kaya, FETÖ'nün darbe girişiminin mağdurlarından olduğunu savunarak, hiçbir delil olmaksızın tutuklandığını, aramalarda şahsına ait tek bir suç unsuruna rastlanmadığını ileri sürdü.

Usule yönelik itirazlarını dile getiren Kaya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmayı yürütme yetkisinin bulunmadığını, yargılama makamının da Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu savundu.

Eşi Ahmet Kaya'nın HSYK üyesi olması nedeniyle etik bulmadığı için Yargıtay üyeliği seçimi için oluşturulan listelerden ismini çıkarttırdığını öne süren Kaya, tetkik hakimi olarak görev yaptığı daire başkanının telkinleriyle sonradan aday olduğunu ve seçildiğini söyledi.

Kaya, 25 yıllık meslek hayatının 18 yılının Yargıtayda geçtiğini belirterek, çalışkanlığı ve hukuki birikiminin hep takdir edildiğini kaydetti.

Sanık Kaya, "Hayatım boyunca hiçbir cemaatin, yapının, örgütün yanında, sağında, solunda, önünde, arkasında olmadım." savunmasını yaptı.

ByLock abone listesinde isminin yer alması nedeniyle suçlandığını aktaran Kaya, buna karşın programı kullandığına yönelik bir tespit bulunmadığını öne sürdü. Kaya, "Madem böyle bir suçlama var, suçlanan kişinin cep telefonu alınmaz mı? Polisler baktılar, suç unsuru olmadığını söyleyip geri verdiler." ifadelerini kullandı.

Bilişim hukuku alanında uzman olduğunu belirten Kaya, bir programı yüklemek ile kullanmanın farklı eylemler olduğunu, MİT'in ByLock'a ilişkin abone listesinin, programı kullananları göstermediğini savundu.

Kaya, "Programı indirmedim, yüklemedim, asla kullanmadım. ByLock ile hiçbir ilgim, alakam yok. Zaten kullandığıma dair bir ispat da yok. Hatalı ve hukuka aykırı veriler nedeniyle binlerce mağdur yaratıldı. Ben de bu mağdurlardan biriyim." dedi.

Aleyhindeki tanık beyanlarına değinen Kaya, eski HSYK üyesi İbrahim Okur'un, kendisinin cemaat kontenjanından seçildiğini söylediğini ve bunun, hakkında düzenlenen fezlekeye konulduğunu anlattı. Kaya, ancak Okur'un ifadesinde "Cemaat kontenjanından seçilmiş ise de Gülen cemaati aslında eşi Ahmet Kaya'yı ellerinde tutmak için onu üye seçmişlerdir." dediğini, bu beyanın fezlekede yer almadığını savundu.

Sanık Kaya, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin ifadesinin "Mine Kaya, Ahmet Kaya'nın eşidir. Kaya, benim yanıma gelip eşi için ricada bulundu ancak cemaat mensupları buna karşı çıktılar. Bu kişinin cemaat mensubu olmadığını kesin olarak biliyorum." şeklindeki bölümünün de fezlekede yer almadığını iddia etti.

Savunmasının sonunda duygulanan Mine Kaya, sözlerini "Ben bu kurul salonuna üye seçildiğimde alkışlarla girdim. Haksızlıklara karşı son noktanın konulduğu bu salonda 'Haksızlıklara karşı insanların sesi olacaksın.' demişlerdi. Karşınızda haksızlığa uğradığımı dile getirdim, takdir sayın heyetinizdir." diyerek tamamladı.

Başkan Burhan Karaloğlu, Kaya'ya HTS analiz raporlarında, Kimse Yok Mu Derneğinden cep telefonuna 114 mesaj geldiğini, yine örgütle bağlantılı Turgut Özal Üniversitesi Hastanesinden de arandığının belirlendiğini hatırlattı.

Sanık Kaya, Yargıtay Başkanlığının Turgut Özal Hastanesi ile sözleşme yaptığını, hastaneden yapılan protokol gereği hizmet aldığını ileri sürerek, kurumsal bir sözleşme kapsamında hastaneye gitmesinin doğal olduğunu söyledi.

Kaya, Kimse Yok Mu Derneğinden gelen mesajların ise kendi isteği dışında para toplamak amacıyla dernek tarafından gönderildiğini iddia etti.

Verilen aranın ardından heyet, ara kararını açıkladı.

Sanığın tutuksuz yargılanmak üzere yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliyesine karar verildi.

İbrahim Okur, Ahmet Hamsici ve eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 26 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.