KAYSERİ (AA) - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya, dünya üzerinde İslam coğrafyalarında yaşanan olaylardan dolayı tüm Müslümanların üzüntü yaşadığını ama çok da karamsar olunmaması gerektiğini söyledi.
Kayseri Uluslararası Öğrenci Derneği (KUDER) tarafından düzenlenen "İslam Birliği Niçin Kurulmalı" konulu konferansta konuşan Kulaklıkaya, Müslümanların, şikayetçi oldukları konularda çözüm yollarını da aramaları gerektiğini belirtti.
İnançtaki tevhi̇t bozulduğu i̇çi̇n kainattaki tevhidin de bozulduğunu ifade eden Kulaklıkaya, şöyle konuştu:
"Ama çözümü de dertlerin dermanı da yine bizde, yine kendi değerlerimizde, kendi inançlarımızda. Bugün aslında Müslümanların çok da karamsar olmamaları gerektiğini konuşacağız. Biz bir araya geldiğimizde hep şikayet ederiz 'biz ne zaman adam olacağız, biz ne zaman birlik olacağız, biz ne zaman kendi aramızdaki tefrikaları bırakıp kendi meselelerimize çözüm bulacağız' diye konuşuruz. Karanlığa küfür etmek yerine karanlığa mum yakmamız gerekir. Evet Müslümanlar olarak dertlenelim şikayetçi de olalım ama çözümleri de arayalım, var olan çözümleri de görelim. Bugün bu çözüm platformlarından birini sizlere anlatmaya çalışacağım. Eski adıyla İslam Konferansı Teşkilatı. O da İslam İş Birliği Teşkilatı."
Kulaklıkaya, İslam İşbirliği Teşkilatının kuruluşunun, bugünlerde İslam dünyasının en çok tartıştığı konulardan biri olan Kudüs'ün kundaklandığı tarihle aynı tarihe denk geldiğini dile getirdi.
Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasıyla İslam'da vahdetin de bir anlamda dağıldığını anlatan Kulaklıkaya, şunları söyledi:
"Geçmişte Osmanlı sınırları içerisinde olup da devletin dağılmasıyla önce sömürge ülkelerinin kontrolüne giren ve sonra da 1960'lı yıllarda bağımsızlığını kazanan bir yığın İslam ülkesi var. Filistin ve Kudüs meselesi de Osmanlı'nın son dönemlerinde Müslümanların gündemine oturan bir olaydır. Her Müslüman'ın gönlünde Kudüs aşkı, Mescid-i Aksa sevgisi onun kutsallığına olan inanç hep var olmuştur, var olmaya devam edecektir. O zaman olduğu gibi şimdi de, İslam İşbirliği Teşkilatı devlet başkanları zirvesi 13 Aralık'ta, Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla Müslüman ülkeler bir araya gelecek tartışacaklar. Nasıl bir tavır almamız gerektiği üzerinde mutabakat arayacaklar. O zaman bir araya gelen İslam ülkelerinin devlet başkanları Filistin meselesinin, Kudüs meselesinin Müslümanların en önemli meselesi olduğunun altını çizmek suretiyle bundan sonraki süreçte takip edilecek konularla ilgili daimi sekreterya oluşturulmasını kararlaştırırlar. İslam Konferansı Örgütü Daimi Sekreteryası olur. Zaman içesinde İslam İşbirliği Teşkilatı adını değiştirdi. Teşkilat hitap ettiği coğrafya itibarıyla baktığımız zaman dünyada 4 kıtaya yayılan 1,8 milyarlık bir nüfusla büyük bir insan kitlesine hitap eden büyük bir organizasyon. Birleşmiş Milletlerden sonra en büyük kuruluş. Kuruluşunda 25 üyesi vardı sonra 57 üyeye çıktı."
- "Değişmeyen gündem maddesi şüphesiz Filistin ve Kudüs meselesidir"
Kulaklıkaya, İslam İşbirliği Teşkilatının süreç içinde Müslümanlar arasında iş birliğini geliştirmek için yeni arayışlar içine girerek örgütün alanını genişlettiğini aktardı.
Teşkilatın, ilk başlarda Filistin ve Kudüs'ün özgürleştirilmesi gibi ulvi bir dava için kurulmuş olsa da Müslümanlar arasında iş birliğini geliştirmek amacıyla yeni arayışlara girdiğini anımsatan Kulaklıkaya, kuruluşun ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal hemen hemen her alanda oluşturduğu teşkilatlarla İslam ülkelerinin sorunlarının üstesinden gelmek için çözüm önerileri arayışına girdiğine işaret etti. Kulaklıkaya, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ondan dolayı ismini İslam İşbirliği Teşkilatına dönüştürmüş ve her 10 yılda bir yenilenen eylem planlarıyla bu çalışmalarını sistematize etmeye çalışmıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı ajandası yenilenen eylem planlarıyla bu hedeflerle güncellenmekle beraber hiç değişmeyen gündem maddesi şüphesiz Filistin ve Kudüs meselesidir. Dolasıyla bir yandan Filistin Daimi Komitesi öbür yandan genel sekreterlik bünyesinde bir genel sekreter yardımcısının koordinasyonunda yürütülen Filistin ile ilgili yürütülen faaliyetler şüphesiz apayrı yer tutar."
- "Olumsuz algı bizim değerlerimizden kaynaklanmıyor"
Müslümanların İslam'ı iyi yorumlayıp doğru yaşayarak örnek birer Müslüman birey olmaları gerektiğini belirten Kulaklıkaya, şunları kaydetti:
"Ne yazık Batı dünyasında Müslüman ve Müslüman dünyası dediği zaman terör akla geliyor. Bu algının oluşmasında biz Müslümanlar olarak bir katkımız var mıdır? Elbette vardır. Eğri oturalım doğru konuşalım ama bu olumsuz algı bizim değerlerimizden kaynaklanmıyor. Bizim kitabımız Kur'an'dan kaynaklanmıyor. Peygamberimizin sünnetinden, hadislerinden kaynaklanmıyor. Bunları yanlış anlayıp, yanlış uygulayan bizim içerimizdeki zavallı Müslümanların yanlışlarından kaynaklanıyor. Dolayısıyla Müslüman bireyler olarak bize düşen en önemli görev İslam'ı bir Müslüman olarak en iyi şekilde temsil etmek."