Kardeşinin böbreğiyle hayata tutunan üroloji uzmanı, geliştirdiği tedavi yöntemleriyle hastalara umut oluyor

- Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Demirtaş: - "Ağabeyimin bana böbreğini vermesinin yani bir insanın başka bir insana bir organını vermesinin duygusal boyutlarını anlatamam. 'Damdan düşenin halini damdan düşen bilir' diyerek bu nakil mesleki hayatımda da önemli değişikliklere ve bir tedavi yöntemi buluşuna neden oldu" - Ağabey veteriner hekim Hamit Demirtaş: - "Naklin sonrasındaki hisler de bambaşka. Bu duygu çok lezzetli bir şey. Ben Kayseri'de eğitim verirken diyorum ki 'Burada benim bir organım size hizmet ediyor'. Bunun verdiği onur, gurur çok başka bir şey"

19 Ağustos 2021 Perşembe 12:02
Kardeşinin böbreğiyle hayata tutunan üroloji uzmanı, geliştirdiği tedavi yöntemleriyle hastalara umut oluyor

KAYSERİ (AA) - ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Kayseri'de, ağabeyinden nakledilen böbrekle hayata tutunan Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Demirtaş, geliştirdiği tedavi yöntemleriyle böbrek hastalarına çare oluyor.

Demirtaş, AA muhabirine, 2005'te üroloji uzmanı olduğunu, ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) vatani görevini yaptığını, hemen sonrasında ise yüksek tansiyon hastalığının ortaya çıktığını söyledi.

"Büyük tansiyon" olarak bilinen sistolik kan basıncının 200'lere kadar çıktığını belirten Demirtaş, yapılan takiplerde idrarında da protein kaybı tespit edildiğini, bunun da böbrek yetmezliğinin belirtisi olarak yorumlandığını aktardı.

Böbreğinden biyopsi alındığını anlatan Demirtaş, "Bu bize İmmünoglobulin A nefropatisi dediğimiz vücuttaki bir çeşit bağışıklık hücresinin böbreklere saldırdığını ve böbreği yetmezliğe götürdüğünü gösterdi. Bu aşamadan sonra 2012'ye kadar çeşitli ilaç tedavileri aldım ama sonunda nakile kadar geldim. Hiçbir zaman minnetimi esirgemeyeceğim ağabeyim, veteriner hekim Hamit Demirtaş bana böbreğini bağışladı. Diyalize girmeden nakil oldum. Diyalize girmeden nakil olabilmek nakil başarısını artırıyor." diye konuştu.

Demirtaş, bir üroloji uzmanı olarak böbrek kaybı, böbrek yetmezliği konularını bildiği için başına gelecekleri de bilmenin bakış açısını değiştirdiğini dile getirdi.

Böbrek yetmezliğine toplumda sık rastlandığına ve hastalığın tek gerçek tedavisinin böbrek nakli olduğuna dikkati çeken Demirtaş, "Böbrek yetmezliğine birçok hastalık neden olabilmektedir. Ürolojik açıdan böbrek yetmezliğine neden olan en önemli hastalıklar idrar yolları taş hastalıkları, iyi huylu prostat büyümesi (BPH) ve idrarın böbreklere geri kaçışı (VUR) olup bu hastalıkların erken dönemde uygun bir şekilde tedavi edilmesi önem taşıyor." ifadelerini kullandı.

- Böbrek hastalarının böbreklerinin alınmasına engel olan yöntem

Naklin ardından böbrek hastalarına yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Mesleğimin ilerleyen safhalarında 'böbreği nasıl koruyabiliriz' düşüncesinden yola çıkarak 'Demirtaş iki aşamalı tedavi protokolü'nü buldum. Böbrek fonksiyonu kısıtlı hastalarda önce nefrostomi, daha sonra düzeltici ameliyatla iki aşamalı tedavi protokolünü uyguladım. Hastalığımın böyle bir gelişmeye sebebiyet verdiğini söyleyebilirim. Ağabeyimin bana böbreğini vermesinin, yani bir insanın başka bir insana bir organını vermesinin duygusal boyutlarını anlatamam. 'Damdan düşenin halini damdan düşen bilir' diyerek, bu nakil mesleki hayatımda da önemli değişikliklere ve bir tedavi yöntemi buluşuna neden oldu."

Demirtaş, 2020'de Japon Nefroloji Dergisi'nde yayımlanan makalesi sayesinde bu yöntemin dünyadaki hekimlerin uygulamasına sunulduğunu, bu sayede yurt dışından iki hekimin de kendisini referans göstererek tedaviyi uygulayıp raporladıklarını belirterek, yöntemin ileride standart bir tedavi protokolü olarak böbrek fonksiyonu sınırlı olan tüm hastalarda uygulanmasını arzu ettiğini vurguladı.

Böbrek fonksiyonunun yüzde 10'un altında olduğu durumlarda organın alındığını aktaran Demirtaş, bulduğu yöntemle tıkalı böbreklere "nefrostomi" denen bir tel koyduklarını, böbrek çalışırsa tedavi edici ameliyatları yapıp düzelttiklerini, hastaların yüzde 50'sinin bu tedaviden fayda gördüğünü ispatladıklarını kaydetti.

Demirtaş, bugüne kadar literatüre giren 5 tedavi yöntemi tanımladığını belirterek, "Bunların hepsini ağabeyim Hamit Demirtaş'a ithaf ediyorum. Allah ondan razı olsun." dedi.

- Kovid-19'a yakalandı, bacağında pıhtılaşma oluştu

Demirtaş, Kovid-19 salgının ilk zamanlarında, 30 Mart'ta hastalığın ateş ve öksürük dışındaki tüm belirtilerini yaşamasına rağmen kullandığı immünsupresif ilaçlardan dolayı PCR testlerinin pozitif çıkmadığını belirtti.

Kovid-19 ile 3 ay mücadele ettiğini anlatan Demirtaş, "Nefroloji doktorlarımızın önerdiği ilaçları kullandım. Şeker hastalığı, kan şekeri yüksekliği dahil Kovid-19'un tüm semptomlarını geçirdim. İmmünsupresif olduğum için testte pozitiflik çıkmadı, ayrıca antikor da oluşmuyor. Sol bacağımda bir pıhtılaşma sorunu oldu, bacak boyutlarım iki santimetreyi geçecek şekilde arttı. Yoğun bir tedaviyle, kan sulandırıcı ilaçlarla tedavi edilerek bu durum aşıldı. Yoğun bakım süreci olmadan evde bu hastalığı atlattım." diye konuştu.

- "Bu duygu çok lezzetli bir şey"

Sağlık Bakanlığında görevli ağabey veteriner hekim Hamit Demirtaş ise organ bağışında bulunmanın iki boyutunu da yaşadığını dile getirdi.

Kan bağından dolayı duygusal olarak kardeşine yardım etmek istediğini belirten Demirtaş, "Bu birinci boyutu. İkincisi ise bir veteriner hekimim, insani açıdan düşündüğümüzde de sizin hayatınıza çok etki etmeyecek bir şey, karşıdaki insan için hayati öneme sahip. İnsanı çok mutlu eden bir şey. Naklin sonrasındaki hisler de bambaşka. Bu duygu çok lezzetli bir şey. Ben Kayseri'de eğitim verirken diyorum ki 'Burada benim bir organım size hizmet ediyor'. Bunun verdiği onur, gurur çok başka bir şey. Verdiğiniz organla aynı konuda hizmet veren birinin daha kaliteli, nitelikli hizmet sunmasına katkı sunmuş oluyorsunuz." diye konuştu.






Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.