"Koronavirüs pandemisinde toplumda sosyal destek arttıkça kaygı düzeyi düşüyor"

- Ankara Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emine Özmete'nin Kovid-19 salgınına ilişkin yaptığı araştırma, koronavirüs salgını döneminde gençlerin ve yaşlıların kaygı düzeyinin aynı olduğunu ortaya çıkardı - Araştırmadan: - "Salgın döneminde evli olanların ve düzenli bir geliri olanların kaygı düzeyleri daha az" - "65 ve daha büyük yaştakilerin kaygı düzeyi tüm yaş gruplarından yüksek" - "Araştırmaya katılanlar, koronavirüs salgınında alınan tedbirlerle de ilişkili olarak hijyen davranışlarının çok arttığını, sosyal olarak izole olduklarını ve sosyal ilişkilerinin zayıfladığını söyledi" - "Araştırmaya katılanların, korku ve panik yaşadıkları, sinirli ve öfkeli oldukları zihinsel karışıklık, dikkat ve konsantrasyonda zorlanma, karar vermede güçlükler gibi bilişsel ve duygusal tepkiler verdikleri gözlendi"

16 Nisan 2020 Perşembe 11:05

ANKARA (AA) - MERVE YILDIZALP ÖZMEN - Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emine Özmete'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin yaptığı araştırma, koronavirüs pandemisinde, toplumda sosyal destek arttıkça kaygı düzeyinin düştüğünü ortaya çıkardı.

Prof. Dr. Özmete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsün yaşlılarda kardiyovasküler hastalık, diyabet, kronik solunum hastalığı ve kanser gibi diğer hastalıkların sıklıkla görülmesi nedeniyle seyrinin ağır olduğunu belirtti.

Aynı zamanda Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) Müdürü de olan Özmete, bu nedenle Türkiye'de ilk tedbirlerin, toplumda farkındalık oluşturmaya ve yaşlıları korumaya yönelik alındığını dile getirdi.

Virüsün gelişimi ve yayılımıyla ilgili belirsizlikler ile tedavisinin henüz bulunamamasının toplumsal düzeyde ruh sağlığı için bir risk oluşturduğuna işaret eden Özmete, koronavirüs tedbirleriyle sıradan görülen birçok şeyin artık yapılamadığını, bu sürecin "hastalığa yakalanma, yalnız olma, ölüm" gibi kaygıları ve korkuları açığa çıkardığını ifade etti.

Özmete, Bilim Uzmanı Melike Pak ile koronavirüs salgınında toplumdaki kaygı düzeyini ve sosyal destek algısını belirlemek üzere bir çalışma yürüttüklerini, bu kapsamda salgın sürecinde 19-82 yaş aralığında 630 kişi ile görüşüldüğünü ve verilerin online toplandığını söyledi.

- "Araştırmaya katılanların yüzde 64,2'si sürekli kaygı halinde"

Araştırma sonuçlarına ilişkin bilgi veren Özmete, "Çalışmaya katılan her yaş grubundaki kadın ve erkeklerin yüzde 62,6'sı durumluk kaygı düzeyi yaşıyor. Yüzde 64,2'sinin sürekli kaygı hali bulunuyor. Bireyler 'kaygılı' olduklarını ifade etmelerine rağmen, sosyal destek algıları yüksek. Bireylerin yüzde 70,6'sı sosyal desteğe sahip olduklarını ifade ediyor." diye konuştu.

Bireylerin aile ve arkadaşlarından aldıkları desteğin yüksek olduğunu ifade eden Özmete, salgın döneminde kadınların kaygı düzeylerinin erkeklere göre daha yüksek olduğunun görüldüğünü belirtti.

Kadınların özellikle arkadaşlarından aldıkları sosyal desteğin erkeklere göre daha fazla olduğuna işaret eden Özmete, "65 ve daha büyük yaştakilerin kaygı düzeyi tüm yaş gruplarından yüksek. Hatta salgın dönemine ait olan durumluk kaygı düzeyinin yaşlılarda çok yüksek olduğu tespit edildi." dedi.

Özmete, kaygı düzeyi yüksek olduğu görülen yaşlıların, özellikle ailelerinden aldıkları sosyal desteğin az olduğunu ifade ettiklerini aktardı.

Kaygı düzeyleri en yüksek yaş gruplarının 65 yaş ve üzeri kişiler ile 19-24 yaş grubu gençler olduğuna dikkati çeken Özmete, "Koronavirüs salgınından gençler ve yaşlılar aynı düzeyde kaygı duyuyor. Hem kadın hem de yaşlı olmak salgın sürecinde kaygı düzeyinin yüksekliği açısından risk grubunu oluşturuyor. Evli ve gelir sahibi olmak salgın dönemi için koruyucu faktörler olarak ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.

Özmete, evli olanlarda aileden sağlanan sosyal desteğin de yüksek olduğu bulgusunun elde edildiğini aktardı.

- "Katılımcılarda işe ve okula ilginin azaldığı görüldü"

Prof. Dr. Emine Özmete, şöyle devam etti:

"Salgınla ilgili olarak öğrenim düzeyi yükseldikçe kaygı düzeyi de artıyor. Büyükşehirlerde yaşayanlarda ve kronik hastalığı olanlarda da kaygı düzeyi yüksektir. Gelir düzeyi düşük olanlarda aileden sağlanan sosyal destek azalmaktadır. Toplumda sosyal destek ve sosyal dayanışma arttıkça, kaygı düzeyi düşüyor. Araştırmaya katılanların, korku ve panik yaşadıkları, sinirli ve öfkeli oldukları zihinsel karışıklık, dikkat ve konsantrasyonda zorlanma, karar vermede güçlükler gibi bilişsel ve duygusal tepkiler verdikleri gözlendi.

Ayrıca bu bireyler, baş ağrısı ve yorgunluk gibi fiziksel şikayetlerinin olduğunu, açlık hissettiklerini ifade etti. Araştırmaya katılanlar, koronavirüs salgınında alınan tedbirlerle de ilişkili olarak hijyen davranışlarının çok arttığını, sosyal olarak izole olduklarını ve sosyal ilişkilerinin zayıfladığını söyledi. Katılımcılarda işe ve okula ilginin azaldığı da görüldü. Araştırmaya katılanlar, yeme davranışlarında değişiklik olduğunu ifade etti."


Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.