Porsuk Barajı'nda çoğalan istilacı balık tehlikesine karşı uyarı

ESOGÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Emiroğlu: - "Eskişehir, ciddi anlamda istilacı balıklar tarafından istila edilmiş illerimizden biri. Normal şartlarda Türkiye'de toplam tatlı su balıkları içerisinde yüzde 15-17 istilacı balık varken Eskişehir'de bu oran yüzde 40'lara çıkıyor"

27 Temmuz 2021 Salı 12:52
Porsuk Barajı'nda çoğalan istilacı balık tehlikesine karşı uyarı

ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Emiroğlu, Eskişehir'in ciddi anlamda istilacı balıklar tarafından istila edilmiş kentlerden biri olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Emiroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, ekoloji değişikliğinin tür ve popülasyon büyüklüklerinin değişmesine sebep olduğunu, hiç bilinmeyen canlıların yeni şartlara uyum sağlayabildiğini belirtti.

Eskişehir'in ciddi anlamda istilacı balıklar tarafından istila edilmiş kentlerden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Emiroğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Normal şartlarda Türkiye’de toplam tatlı su balıkları içerisinde yüzde 15-17 istilacı balık varken Eskişehir'de bu oran yüzde 40'lara çıkıyor. Çünkü bizim sıcak su kaynaklarımız var. Bu sıcak su kaynaklarına gelen, insan eliyle getirilmiş bazı balıklarımız var. Dolayısıyla çok daha yüksek oranda. Doğa milyonlarca yıl içerisinde kendi içerisinde bir denge oluşturmuş durumdadır, yani bir bütçesi vardır. Bu bütçe içerisinde doğanın aldığı ile verdiği her zaman birbirine eşittir. Ancak karbon döngülere müdahalelerimiz, dönmeyecek ya da normal şartlarda on, yüz, bin yılda dönmesi gereken normal karbonu on binlerce yıl bağlıyoruz. Bu da iklim değişikliği ile beraber ekolojik değişiklikleri beraberinde getiriyor. Bütçeyi bozduğumuz için bu bütçedeki fazlalıklara, boşluklara yeni yeni türler yerleşmeye başlıyor."

Prof. Dr. Emiroğlu mobilitenin kolaylaşması ve türlerin geçiş noktası olmasından dolayı Anadolu'da biyoçeşitliliğin çok yüksek miktarlarda olduğunu, ancak kendi içerisinde oluşan bu dengenin bozulmaya başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Tatlı su balıkları örneğinde görüldüğü üzere dışardan gelen bir türü öncelikle yabancı olarak kabul ederiz. Bu yabancı tür ekolojik sisteme, niş alışverişlerine, toplam bütçeye etkisi olup bu etkiler insana kadar ulaştığı andan itibaren bunlara 'istilacı' demeye başlıyoruz. Çünkü diğer popülasyonlar yok oluyor, ciddi anlamda baskılanıyor, istilacılar tür değişikliklerine sebebiyet verebiliyor ve sonrasında genel bütçe değişiyor. Ekolojik açıdan bakıldığında yeni bir denge oluşmuş oluyor. Bu denge genellikle dışardan insan eliyle değiştirilmiş oluyor. Bunun sonuçları hiçbir zaman tahmin edilemez. Doğa bir laboratuvardır ve bunun sonuçlarını hiçbir zaman kontrol edilemez. Doğa her zaman bir yol bulur. Bizim çalıştığımız tür olan Carassius gibelio (gümüşi sazan) sularımıza geldiği zaman diğer türlerin büyük bir kısmını yok ediyor. Sebebi erkek olmadan üreyebilme özelliği. Bu türün büyük bir kısmı dişilerden oluşuyor ve diğer türlerin spermlerini çalıyor. Diğer türler çoğalamadığı gibi bu tür inanılmaz miktarda çoğalıp popülasyon oluşturuyor. Ne kadar çok sulara organik madde gelirse ve bu organik madde balıklar tarafından yenip çoğaltılmaya uğrarsa sularımız da o kadar hızlı kirleniyor. Dışardan gelen bir istilacı balık, içme suyu havzalarımızı bile kullanılamaz hale getirebilir. Dolayısıyla bunlara karşı çok iyi önlemler almamız gerekir."

İstilacı balıkların barajlara zarar verdiğini, elektrik üretimini etkilediğini ve içme suyu havzalarının su kalitesini de bozduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Emiroğlu açıklamasını şöyle noktaladı:

"Çevreden, Porsuk Barajı'na gelen su kullanılabilir hale getiriliyor. Ancak burada yoğun şekilde bulunan Carassius gibelio varlığı Porsuk Barajı'nın ömrünü kısalttığı gibi organik kirliliğini de artırıyor. Zaten Eskişehir'e gelen suyun en büyük sıkıntısı organik kirlilik. İnorganik kirliliği çok yüksek değil. Bu organik kirlilik klor ile temizlenebiliyor fakat klor insan sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Bu istilacı balık olmasaydı Porsuk Barajı’nda kullandığımız kadar klor kullanmayacaktık. Biz bunlar hakkında yeterli ve doğru önlemler almaz isek sularımızda ciddi bir kullanım sıkıntısı yaşayacağız."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.