ANKARA (AA) - Türk Eczacıları Birliği (TEB), eczacıların, Kovid-19 sürecindeki deneyimlerini aktarmak için gerçekleştirdiği çalışma sonuçlarının yer aldığı, "Covid-19 Salgınının Toplum Eczaneleri Üzerindeki Etkisi" adlı kitap hazırladı.
TEB'den yapılan açıklamaya göre, kitap, salgın döneminde yaşanan sorunları eczacıların bakış açısından anlatmak, eczacıların bu süreçteki deneyimlerini öğrenmek, salgının ileri aşamalarında ve buna benzer olası krizlerde yaşanabilecek sorunların daha kolay çözümlenmesi amacıyla hazırlandı.
Kitabı, bu süreçte hayatını kaybeden 46 eczacı ve 17 eczane teknisyeninin anısına adayan TEB, çalışma kapsamında, 14 Ocak–3 Şubat 2021 tarihleri arasında 1372 eczacıyla çevrimiçi anket yaptı, 21 Ocak–5 Şubat 2021 tarihlerinde toplam 109 eczacının katıldığı 20 farklı ilde 20 odak grup toplantısı düzenledi.
Açıklamada, çalışmanın sonuçlarına ilişkin şu bilgilere yer verildi:
"Eczanelerin yüzde 56,8'inde çalışanlardan herhangi birine PCR testi yaptırıldı. Bu oranın en yüksek olduğu bölge yüzde 71,7 ile Batı Karadeniz ve en düşük olduğu bölge ise yüzde 44,8 ile Ege oldu. PCR testi yaptıran eczanelerde, Kovid-19 pozitiflik oranı yüzde 49,9 olarak gözlendi. En yüksek vaka, yüzde 64,9 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görüldü. Bu bölgeyi çok yakın oranlarla Orta Anadolu, Batı Karadeniz ve Akdeniz izledi. Eczanelerde testi pozitif çıkanlara göre, hayatını kaybeden oranı genel olarak yüzde 1,3 olarak hesaplandı. En yüksek oran yüzde 3,8 ile Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleşti. Konumlarına göre en yüksek vaka yüzde 55,4 oranıyla il merkezi ve sağlık kuruluşu yakınında olan eczanelerde, yüzde 51,3 oranıyla da ilçe merkezlerinde görüldü."
Çalışmada, bu dönemde eczacıların yaşadığı ekonomik daralmaya ilişkin verilere de yer verildi.
Buna göre, eczacıların yüzde 83.3'ü reçeteli hasta sayısında azalma olduğunu kaydetti ve bu azalma yüzde 40.7 ile en fazla il merkezlerinde sağlık kuruluşu yakınında konumlanan eczanelerde görüldü.
- Maske dağıtım sürecinde yaşananlar
Açıklamada, çalışmanın sonuçlarına, maske dağıtımı sürecinde eczacıların yaşadığı sorunlara da işaret edilerek, eczacıların hem resmi ağızlardan hem medya ve sosyal medyadan maske fiyatlarındaki aşırı artışın sorumlusu olarak gösterildiği ifade edildi.
Bunun eczacıları bu dönemde hedef tahtası haline getirdiği iddia edilen açıklamada, salgının ilk döneminde eczacıların kendilerine ve personellerine dahi maske tedarikinde sorun yaşadığına işaret edildi.
Ücretsiz maske dağıtımı sorumluluğunun da eczanelere verildiği anımsatılarak, bu sürecin sorumlusu olarak eczacıların gösterilmesiyle birlikte, salgından dolayı ortaya çıkan kaotik atmosferde eczacılar toplumsal öfkenin nesnesi haline dönüştüğü iddia edildi.
Açıklamada, çalışma sonuçlarına göre, hastaların her türlü sağlık sorununda öncelikle eczanelere danışması ve yaşadıkları sorunlarda eczacılardan profesyonel destek almalarıyla birlikte salgının ilk döneminde rastlanan itibar kaybının kısmen giderildiği vurgulandı.
Çalışmada, salgın sürecinde eczacıların kendilerini virüsten korumalarına yönelik aldıkları tedbirlere ilişkin sonuçlar şu şekilde yer aldı:
"Eczacıların yüzde 85,4'ü kendilerini salgından korumak için bir veya birden fazla önlem aldı, hijyen koşullarını iyileştirdi.
Eczacıların yüzde 70,5'i eczaneye sınırlı sayıda kişi aldı
Eczacılardan yüzde 46,2'si günlük ya da haftalık dezenfeksiyon yaptırdı.
Açıklamada, birliğin çalışmayı, ders çıkarma, yol gösterici olması gibi noktalarda çok önemsediği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
"TEB olarak araştırmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda adımlar atma, daha önceden attığımız adımları ise daha ileriye taşıma konusunda irade göstereceğiz. Salgının ilk dönemlerinde kurduğumuz kriz masasını devam ettirecek, daha ileriye taşıyacağız. Halkla ilişkiler stratejileri üzerine çalışıp, etkili ve etkin stratejilerle yola devam edeceğiz. Eczacılarımıza yönelik eğitim etkinliklerimizin kapsamını ve kapasitesini genişletip daha fazla sayıda eczacımıza ulaşacağız. İletişim ağlarımızı ve kanallarımızı genişletip geliştireceğiz. Takviye edici gıdalara ilişkin bilgilerimizi günden güne güncelleyerek başta halk sağlığını sonrasında mesleğimizi korumak adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
Sağlık çalışanlarının, salgınla mücadele sürecinde büyük zorluklar yaşadığına da işaret edilen açıklamada, "Ülkemizde, Kovid-19'un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için illiyet bağı aranmaktadır. İlliyet bağının kurulması imkansız olmakla birlikte sağlık çalışanlarının bunu ispata yükümlü olması kabul edilemez bir uygulamadır. Bundan bir an evvel vazgeçilmeli, ilgili yasanın tüm sağlık çalışanlarını kapsamasının önündeki engeller kaldırılmalıdır." değerlendirilmesi yapıldı.
