"Türkiye'nin En Büyük Çiftçi Ailesi Milletin Evinde" Programı

- Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (3) - "Başbakanlığım döneminde bir ara döviz rezervimiz 136 milyar dolara kadar çıktı. Fakat malum bazı krizler sebebiyle bir ara 80'e düştük. Şimdi ise yeniden tırmandı ve Merkez Bankamızın döviz rezervi 100 milyar dolara gelmiş durumda. Daha da yükselteceğiz" - "(Güneydoğu'ya yatırımlar) Bir yatırımın olabilmesi için orada güvenliğin olması, istikrarın olması lazım. Bu olmadığı zaman hiçbir yere gidip de yatırım yapılmaz. İşte bu yatırım olmayınca istihdam sıkıntısı ortaya çıkıyor. Ama bu yatırımlar olmuş olsa oralarda binlerce, on binlerce insan kendisine iş imkanı bulacak. İşte bunları tersine çeviriyoruz" - "AK Parti gibi Türkiye'nin orman varlığını 20,8 milyon hektardan 22,6 milyon hektara çıkartmış, 4 milyar 300 milyon fidanı toprakla buluşturmuş bir partiye yapılabilecek en son suçlamayla 'ağaç kestiğimiz' yalanıyla ortalığı bir birine kattılar"

06 Mart 2019 Çarşamba 13:37

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Başbakanlığım döneminde bir ara döviz rezervimiz 136 milyar dolara kadar çıktı. Fakat malum bazı krizler sebebiyle bir ara 80'e düştük. Şimdi ise yeniden tırmandı ve Merkez Bankamızın döviz rezervi 100 milyar dolara gelmiş durumda. Daha da yükselteceğiz." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye’nin En Büyük Çiftçi Ailesi Milletin Evinde" programında, havza bazlı üretim için 21 ürün ve 945 yerin belirlendiğini söyledi.

Buğday ve yem bitkilerini her yerde, diğer ürünleri de belirlenen alanlarda destekleyerek, tarım sektörünü şaha kaldıracaklarını belirten Erdoğan, hayvancılığı ülkenin ihtiyacını karşılamasının ötesinde ihracata dönük olarak geliştirmek için işe damızlık üretimini teşvikle başladıklarını vurguladı.

Türkiye'nin büyümesinden, gelişmesinden ve zenginleşmesinden çiftçi ve üreticilerin de nasiplerine düşeni alacağını dile getiren Erdoğan, 2023 hedeflerine ulaşıldığında şu anda konuşulan rakamların üçe, beşe katlanacağını ifade etti.

Hükümet olarak 17 yılda Türkiye'yi 3,5 kat büyüttüklerine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmemiz için önümüzdeki dönemde en az iki katlık büyümeyi daha gerçekleştirmemiz gerekiyor. Burada her partiye gönül vermiş kardeşlerimizin bulunduğunu biliyorum. Onun için sizlerden bu söylediklerimi futbol takımı tutar gibi değil, marifet iltifata tabidir anlayışla hareket ederek, kim ne hizmet verdi, kim ne hizmet veriyor, buna bakarak, siyaset gözlüğünün ötesinden bir sağduyuyla değerlendirmenizi istiyorum. Bunu yaptığınızda, hakikatleri daha iyi görme, bugün oynanan oyunları daha iyi anlama imkanı bulacağımıza inanıyorum. Ülke ve millet olarak ne zaman hedeflerimize yaklaşsak karşımıza hemen birtakım engeller çıkartılıyor. Birtakım senaryolar tedavüle sokuluyor. 2013 yılını hatırlayın; IMF'ye borcu 2013'ün mayısında kapattık. Neydi bu borç, göreve geldiğimizde yani 2002'nin sonunda 23,5 milyar dolar. Biz mayıs 2013'te bu borcu sıfırladık, bizim şu anda IMF ile alışverişimiz yok, bitti o iş. O defteri kapattık."

- "Bu ülke yeşilleniyor ise bizimle yeşillendi"

Türkiye'nin artık kendi imkanları ve kendi gücüyle yoluna devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, "2002'de Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı ve Başbakanlığım döneminde bir ara döviz rezervimiz 136 milyar dolara kadar çıktı. Fakat malum bazı krizler sebebiyle bir ara 80'e düştük. Şimdi ise yeniden tırmandı ve Merkez Bankamızın döviz rezervi 100 milyar dolara gelmiş durumda. Daha da yükselteceğiz. Hep beraber bunu yapacağız." dedi.

Dünyanın hayranlıkla izlediği projeleri birer birer hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bununla yetinmeyip bölgemizde ve dünyada tüm mazlumların, mağdurların ve gariplerin elinden tutuyorduk. Ne oldu? Bir anda sokakların karıştırıldığı Gezi olaylarını karşımızda bulduk. AK Parti gibi Türkiye'nin orman varlığını 20,8 milyon hektardan 22,6 milyon hektara çıkartmış, 4 milyar 300 milyon fidanı toprakla buluşturmuş bir partiye yapılabilecek en son suçlamayla 'ağaç kestiğimiz' yalanıyla ortalığı bir birine kattılar. Bu ülke yeşilleniyor ise bizimle yeşillendi. Bu oyunun gerçek yüzü ortaya çıkınca, sokakları terörize eden o grup, sessizce çekilip gitti. Ardından 17/25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi geldi. Sonra 2014 martındaki mahalli seçimlerde ve aynı yılın ağustosundaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çevirmedik dolap bırakmadılar. Hamdolsun, milletimizin desteğiyle tüm bu badireleri atlattık. 2015 haziranındaki seçimlerde Mecliste hiçbir parti hükümet kuracak çoğunluğu elde edemediğinden sergilenen o şımarıklıkları, milleti küçümseyen tavırları hatırlıyorsunuz değil mi? Bunun üzerine hemen erken seçime gittik ve milletimiz 'burada bir oyun oynanıyor' dedi ve bizi tekrar tek başına iktidara getirdi."

- "Devletin parasını Kandil'e gönderenlerle devam edecek halimiz yoktu"

Erdoğan, bölücü terör örgütünün belediyelerin iş makinelerini de kullanarak açtığı çukur ve kanallarla Güneydoğu'yu mahvettiğini anımsatarak, şunları söyledi:

"Biz, kayyum olayını hukuk çerçevesinde, yargı vasıtasıyla devreye soktuk. Çünkü devletin gönderdiği parayı herhalde Kandil'e gönderenlerle yola devam edecek halimiz yoktu. Şimdi aramızda Diyarbakır'dan gelen çiftçi kardeşlerimiz vardır. Şimdi Diyarbakır'da İstanbul gibi Ankara gibi, belki İstanbul ve Ankara da bile yok. Dört gidiş, dört geliş. Öbür taraftan bakıyorsunuz yan yollar. Bakıyorsunuz kafeteryalar vesaire gençlik oralarda. Aynı şekilde Van, Ağrı, Şırnak, yükselen binalar. Hakkari, yükselen binalar. Bunların hepsi sağolsun bu kayyumlarımız vasıtasıyla ele alındı, yapıldı. Konutlar bitiyor ve sahiplerine teslim ediliyor. Şimdi Diyarbakır'da Dicle kenarında bakıyorsunuz piknik alanları vesaire. Bunlar orada yaşayan tüm halkın, evlatlarıyla mutluluk içerisinde bir yaşam sürmesi için sağlandı."

Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapanların şehirlere çukur kazanlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Binlerce evladımızı, bu terör örgütü vasıtasıyla öldürmek suretiyle bunlar bu ülkede bölünmeyi getirdiler. Durup dururken herhalde biz güvenlik güçlerimizi devreye sokmadık. Bu adımı atarken, bu ülkenin huzuru için attık. Benim sanayicim, yatırımcım niye Güneydoğu'ya gidip yatırım yapmasın, neden yapamıyor? Güvenliği olmadığı zaman nasıl bu yatırımı yapsın, fabrika yapacak, fabrikanın mimarını, mühendisini kaçıranlar, fabrikayı yapanları tehdit edenler. Bir yatırımın olabilmesi için orada güvenliğin olması, istikrarın olması lazım. Bu olmadığı zaman hiçbir yere gidip de yatırım yapılmaz. İşte bu yatırım olmayınca istihdam sıkıntısı ortaya çıkıyor. Ama bu yatırımlar olmuş olsa oralarda binlerce, on binlerce insan kendisine iş imkanı bulacak. İşte bunları tersine çeviriyoruz. İnşallah çok kısa zaman da bu da yoluna oturacak."

(Sürecek)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.