CHP salgının bir yıl boyunca vatandaşlara ve ekonomiye etkisini ele aldığı politika notu hazırladı:

- "1 Mart 2021 tarihinde, salgının hızını düşürmeden yayılmaya devam etmesi ve hatta yeni mutasyonlarının ortaya çıkmasına rağmen, bilime uygun olmayan şekilde 'yeni kontrollü normalleşme' dönemine geçme kararı açıklanmıştır" - "Halka doğrudan destek verilmemiş, gerçek ihtiyaçları görmezden gelinmiş, bunun yerine var olan kredi, vergi ve borçlar ötelenmiştir"

11 Mart 2021 Perşembe 17:55
CHP salgının bir yıl boyunca vatandaşlara ve ekonomiye etkisini ele aldığı politika notu hazırladı:

ANKARA (AA) - CHP Ar-Ge Bilim Platformunun hazırladığı politika notunda, "1 Mart'ta salgının hızını düşürmeden yayılmaya devam etmesi ve hatta yeni mutasyonlarının ortaya çıkmasına rağmen, bilime uygun olmayan şekilde 'yeni kontrollü normalleşme' dönemine geçme kararı açıklanmıştır." değerlendirmesi yapıldı.

CHP'den yapılan açıklamaya göre, Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel başkanlığındaki CHP Ar-Ge Bilim Platformu tarafından, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) Türkiye'de görülmesinin ve dünyada salgın ilan edilmesinin birinci yılı olan 11 Mart'ta, pandemi sürecinde Türkiye'nin durumuna ilişkin ulusal ve uluslararası pek çok parametreyi değerlendiren bir "politika notu" hazırlandı.

"Kovid-19 Gölgesinde Bir Yıl: Saray Vatandaşlarımızın Hayatını Tehlikeye Attı, Ekonomiyi Buhrana Sürükledi" başlıklı politika notunda, Kovid-19 öncesindeki ekonomik krizin pandemi ile derinleştiği, işsizliğin, yoksulluğun ve yüksek enflasyonun kalıcılaştığı ileri sürüldü.

Kovid-19 salgınının sosyal devletin önemini ortaya çıkardığı aktarılan politika notunda, AK Parti iktidarının politikaları nedeniyle milyonlarca vatandaşın bir yılda derin bir yoksulluğa sürüklendiği, çalışanların, esnafların, emeklilerin, gençlerin, kadınların ve toplumun tüm kesimlerinin yalnız bırakıldığı iddia edildi.

Türkiye'nin sağlık kapasitesinin yetersiz olduğu ve bu dönemde de gerekli takviyelerin yapılmadığı belirtilen politika notunda, "Kovid-19 vaka sayıları gizlendi, bilgi aktarımında şeffaf olunmayarak halk sağlığı tehlikeye atıldı" ifadesine yer verilerek, iktidarın Türkiye'yi aşıda dışa bağımlı hale getirdiği, aşı temininde dünyanın gerisinde bıraktığı savunuldu.

- Ekonomi

Ocak 2021 itibarıyla dünya ölçeğindeki ülkelerin toplam Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ortalamalarının yüzde 7,3'ünün nakdi gelir ve harcama desteği olarak vatandaşa sunulduğunu, Türkiye için oranın yüzde 1,1'de kaldığı aktarılan politika notunda, salgının derinleştirdiği, krizlerin karşısında vatandaşın bir başına bırakıldığı, gerekli desteğin verilmediği iddia edildi.

İktidarın ekonomik tedbir paketlerinde dünyanın çok gerisinde kaldığı savunulan politika notunda, şu ifadelere yer verildi:

"İşsiz vatandaşlarımıza paketten hiçbir şey çıkmamış, kısa çalışma ödeneğinin işsizliği durdurmaya yetmeyeceği görmezden gelinmiş, ücretsiz izne çıkarılan işçilere 2020 yılında günde yalnızca 39 lira, 2021 yılında ise günde 47.70 lira verilerek vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin umursanmadığı bir kere daha ortaya koyulmuştur. Halka doğrudan destek verilmemiş, gerçek ihtiyaçları görmezden gelinmiş, bunun yerine var olan kredi, vergi ve borçlar ötelenmiştir."

Türkiye'de enflasyonun OECD, AB ve Avrupa ülkeleri arasında en yüksek seviye ile rekor kırdığı, enflasyona ek olarak, Türk Lirası'ndaki değer kaybıyla alım gücünün hızla düşmesinin vatandaşları yoksullaştırdığı belirtilen politika notunda, vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamak için destek bulamayınca banka kredilerine başvurmak zorunda kaldığı aktarıldı.

Ekonomik desteklerin olmaması nedeniyle pek çok sektörün darboğaza girdiği, iş yerlerinin iflas ettiği belirtildi. Esnafın çalışanlarının ücretlerini, sigortasını, işletme giderlerini ödeyemediği, borçlandığı ya da kepenk indirmek zorunda kaldığı kaydedildi.

Politika notunda, "Türkiye, uygulanan tarım politikaları nedeniyle en temel gıda ihtiyaçlarını bile ithal eden bir ülke konumuna getirilmiştir. Salgın sürecinde bu durum, ülkemizin halihazırda içinde bulunduğu ekonomik krizle birleşerek vatandaşların gıdaya erişimi açısından büyük güçlük yaratmıştır." ifadesi kullanıldı.

- Sokağa çıkma yasakları

Dünyada kapsamlı kısıtlamalara gidilirken iktidarın pandeminin başından beri uzmanların tam kapanma çağrılarına kulak vermediği, gerekli tedbirleri almayıp, çok fazla sayıda vatandaşın yaşamını kaybetmesine neden olduğu ileri sürülen politika notunda, dar kapsamlı sokağa çıkma yasakları ilan edildiği, salgının önüne geçilemediği iddiasında bulunuldu.

Deneme yanılma yöntemiyle normalleşmenin vatandaşların yaşamını tehlikeye attığı öne sürülen politika notunda, şunlar kaydedildi:

"1 Mart 2021 tarihinde, salgının hızını düşürmeden yayılmaya devam etmesi ve hatta yeni mutasyonlarının ortaya çıkmasına rağmen, bilime uygun olmayan şekilde 'yeni kontrollü normalleşme' dönemine geçme kararı açıklanmıştır.

Her gün 60'tan fazla vatandaşın yaşamını yitirmesine rağmen saray, uzmanlara ve sağlık meslek örgütlerine kulak asmadan kısıtlamaları kaldırmaya başlamıştır. Benzer bir normalleşme sürecinin gerçekleştiği haziran ayında vakaların bir anda tekrar yükselişe geçmesiyle salgın daha da tehlikeli bir boyut almıştır."

- Sağlık

Politika notunda, Türkiye'de koruyucu sağlığa ayrılan payın tüm Sağlık Bakanlığı bütçesinin dörtte biri olduğu, bu tür bir salgında iyi bir sağlık hizmeti vermek için hekim ve sağlık personeli sayısının da büyük önem taşıdığı, ancak Türkiye'de sağlık çalışanı sayısının yetersiz olduğu aktarıldı. Sağlık çalışanlarının pandemiden toplumun diğer kesimlerine göre 10-14 kat fazla etkilendiği belirtildi.

Kovid-19 aşısı konusunda geride kalındığı, resmi olarak tek bir firmayla anlaşıldığı, vatandaşların tek bir aşıya mahkum edildiği ileri sürülen politika notunda, "Sipariş verilen miktar çok yetersizdir. Aşıların gelişi gecikmiştir. Aşılama çok yavaş gerçekleşmektedir. Sağlık Bakanlığı aşılama başladığında günde 1,5 milyon doz aşı uygulanacağını iddia ederken, 1,5 aylık sürenin sonunda yapılan aşı miktarı 10 milyonu ancak geçmiştir." görüşü savunuldu.

- Eğitim

Bugüne kadar yapılan altyapı yatırımlarının yetersiz kaldığı savunulan politika notunda, eğitim konusunda şunlar kaydedildi:

"Uzaktan eğitim, Türkiye'de eğitimin niteliksizliğini, plansızlığını ve 21. yüzyıla hazırlıksızlığını, öğretmenlerin sıkıntılarını, altyapı yetersizliklerini, başta engelli çocuklar, kız çocukları ve göçmen çocuklar gibi kırılgan gruplar olmak üzere çocukların eğitime erişimde yaşadıkları sıkıntıları, çocuk istismarının boyutlarını ve çocuk bakımı politikalarının yetersizliğini gözler önüne sermiştir. Salgın, çocuklar arasındaki eşitsizlikleri derinleştirmiştir."

Politika notunda, salgın döneminde kadına karşı şiddette bir artış meydana geldiği, ülkedeki sığınmacı, mülteci ve göçmenlerin de her alanda olumsuz etkilendiği ileri sürüldü.

Politika notunun "CHP Ne Yapacak?" bölümünde, CHP'li belediyelerin yaptığı yardımlar listelendi ve CHP'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne parti grubu olarak çözüm için kanun teklifleri verdiği aktarıldı.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.