Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı

- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: (2) - "Filistin halkının bir bütün olarak iradesini dikkate almayan hiçbir çözümün çözüm olmayacağını herkesin bilmesi gerekiyor" - "İşgal altında yaşayan Filistin halkının, şu veya bu gerekçeyle tekrar bir yalnızlığa, izolasyona, ambargolara maruz kalması asla ve asla kabul edilemez. Filistin halkının öz yurdunda adeta bir parya haline getirilmesi, bütün insanlığın vicdanını sızlatmalıdır" - "(ABD'de FKÖ ofisinin kapatılma kararı) Bu, Amerikan yönetiminin Filistin meselesi ve Ortadoğu barış sürecine nasıl baktığıyla ilgili son derece kaygı verici, endişe verici bir tutum içerisinde olduğunu göstermektedir"

11 Eylül 2018 Salı 20:39
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Filistin halkının bir bütün olarak iradesini dikkate almayan hiçbir çözümün çözüm olmayacağını herkesin bilmesi gerekiyor." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) ziyaretinin hemen ardından 28-29 Eylül'de New York'tan Berlin'e geçeceğini, Almanya'ya 2 günlük bir devlet ziyaretinde bulunacağını bildiren Kalın, Türkiye'nin Almanya'yla kökü ve kapsamlı ilişkileri olduğunu söyledi.

İnsani, ticari, siyasi, diplomatik, kültürel ve diğer alanlarda Türkiye'nin Avrupa'daki önemli ortaklarından olan Almanya ile ciddi ekonomik ilişkileri olduğuna da değinen Kalın, 7 binin üzerinde Alman şirketinin Türkiye'de iş yaptığını, 2,5-3 milyona yakın Türk'ün de Almanya'da yaşadığını anımsattı.

Almanya'nın Avrupa'nın en önde gelen lider ülkelerinden birisi olduğunu da belirten Kalın, "Dolayısıyla bu ziyareti biz son derece önemsiyoruz ve bu ziyarete son derece pozitif bir gündemle gideceğiz. Aynı şekilde Alman mevkidaşlarımızın da bu ziyaret için çok kapsamlı içerikli bir hazırlık yaptıklarını da biliyoruz. Bunlarla ilgili ön görüşmelerimizi de geçtiğimiz hafta zaten yaptık. Bunun da iki ülke ilişkilerine o bağlamda da Türkiye ile Avrupa ilişkilerine olumlu katkı sağlayacağını ümit ediyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cumartesi günü Azerbaycan'ın kurtuluşunun 100'üncü yılı dolayısıyla Azerbaycan'a gideceği bilgisini veren Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımız da programlara katılmak suretiyle orada bir konuşma yapacak ve bugün de Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu bir kez daha bu vesileyle ifade edeceğiz." dedi.

- "FKÖ, Filistin halkının özgürlük mücadelesinin önemli kurumlarından biridir"

Dış politikayla ilgili bir diğer önemli konunun da Filistin meselesi olduğuna işaret eden Kalın, "Bir müddettir müzakerelerin durduğu, Filistin halkının daha fazla baskılara, ayrımcılığa ve izolasyona maruz bırakıldığı bir dönemden geçiyoruz." diye konuştu.

Başkan Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dönem Başkanı sıfatıyla gerek İİT zirvelerinde gerek Kudüs meselesinde gerekse ikili ve bölgesel platformlarda bu konuyu sürekli gündeme getirdiğine dikkati çeken Kalın, şöyle devam etti:

"Son gelişmeler bağlamında özellikle ABD'nin Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) ofisini kapatma yoluna gitmesi Trump yönetiminin Filistin meselesinde tarafgir bir tutum içinde olduğunu bir kez daha teyit etmiş oluyor. Bu genel olarak Amerikan yönetiminin Filistin meselesine, Ortadoğu barış sürecine nasıl baktığıyla ilgili son derece kaygı verici, endişe verici bir tutum içerisinde olduğunu göstermektedir. Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin halkının özgürlük mücadelesinin önemli kurumlarından biridir, siyasi meşruiyeti vardır. Bunun ofisinin kapatılması, görevlilerinin ülke dışına çıkartılması veya gönderilmesi, 'gidin' denilmesi açıkçası burada Amerika'nın iddia ettiği gibi tarafsız bir arabulucu olma vasfını yitirdiğini göstermektedir. Bu bağlamda BM Mülteciler Komiserliği olarak bildiğimiz UNRWA'nın ABD tarafından verilen bütçe payının kesilmesi bir başka endişe kaynağıdır."

- "Filistinlileri cezalandırırcasına bu tür kararların alınmasını asla kabul etmiyoruz"

UNRWA'nın hizmetlerinden yarım milyondan fazla Filistinlinin istifade ettiğini belirten Kalın, bu hizmetlerin de çok büyük bir bölümünün aslında eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarla ilgili olduğunu, siyasi bir tarafı bulunmadığını vurguladı.

Bu programdan gençlerin, çocukların, yaşlıların faydalandığını anlatan Kalın, şöyle konuştu:

"Adeta Filistinlileri cezalandırırcasına bu tür kararların alınmasını da biz asla kabul etmiyoruz, bunları kınıyoruz. Bunları Filistin halkına yönelik bir haksızlık ve hakaret olarak değerlendiriyoruz. Ama biz tabii ki çaresiz değiliz, elimiz kolumuz bağlı oturup, bu süreci izlemeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız İİT Dönem Başkanı olarak, bununla ilgili bir kampanya zaten başlatmıştı. Yine hem İİT üyesi ülkelerle hem diğer dünya ülke liderleriyle de bu konuda görüşmelerini devam ettirecek, Avrupa Birliği başta olmak üzere, ABD'nin kestiği fonların telafi edilmesi, o katkı payının başka kaynaklardan sağlanması konusunda da bir dizi girişim oldu, biliyorsunuz. Biz Türkiye olarak da bu sürecin içinde olmaya devam edeceğiz."

Kalın, Türkiye'nin UNRWA'nın Danışma Kurulu Dönem Başkanlığı görevini yürüttüğünü de hatırlatarak "Biz burada Filistin halkının meşru davasında yanlarında olmaya devam edeceğiz. Fakat özellikle iki devletli çözümün hayata geçirilmesi, Kudüs'ün statüsünün korunması ve Filistinli mültecilerin ülkelerine dönme haklarının kendilerine verilmesi noktasında biz girişimlerimizi devam ettireceğiz. Filistin halkının bir bütün olarak iradesini dikkate almayan hiçbir çözümün çözüm olmayacağını herkesin bilmesi gerekiyor. Zaten işgal altında yaşayan Filistin halkının şu veya bu gerekçeyle tekrar bir yalnızlığa, izolasyona, ambargolara maruz kalması asla ve asla kabul edilemez. Yani öz yurdunda adeta bir parya haline getirilmesi Filistin halkının, bütün insanlığın vicdanını sızlatmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Terörle mücadele sadece teröristle mücadeleden ibaret değil"

Kalın, kabine toplantısında terörle mücadele konusunda İçişleri, Milli Savunma bakanlıkları ve Milli İstihbarat Teşkilatının da birer sunumları olduğunu belirterek terörle mücadelenin son dönemde son derece olumlu neticeler verdiğini ifade etti.

Özellikle son yıllarda terör örgütüne katılım noktasında çok ciddi düşüşlerin olduğunun altını çizen Kalın, terör örgütü mensuplarının hem Türkiye topraklarında hem de sınır ötesinde etkisiz hale getirildiğini ve bu başarı oranının her gün biraz daha artığını memnuniyetle görüldüklerini söyledi.

Bunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarif ettiği "tehdidi ve terörü doğduğu yerde ortadan kaldırma" stratejisinin bir tatbiki olduğuna vurgu yapan Kalın, "İlgili kurumlarımız İçişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetler ve Milli İstihbarat Teşkilatımız da son derece iyi bir eşgüdüm ve koordinasyon halinde, iş birliği içerisinde bu stratejiyi hayata geçiriyorlar." ifadelerini kullandı.

"Terörle mücadele sadece teröristle mücadeleden ibaret değil." diyen Kalın, güvenlik bahsi söz konusu olduğunda başka başlıkların da bulunduğunu belirterek uyuşturucuyla, organize suçlarla, düzensiz göçle mücadele ve benzeri konularda da ilgili kurumların çalışmalarını yoğun şekilde sürdürdüğünü anlattı.

- "Bir talep söz konusu olursa bu görüşme gerçekleşebilir"

Kalın, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, AK Parti ve MHP arasında yerel seçimlerde ittifak olup olmayacağı ve iki liderin bu konuda birbirleriyle görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin sorusu üzerine Kalın, bu konuda AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in dün bir açıklama yaptığını hatırlattı.

Bu çerçevede bir değerlendirmede bulunacağını ifade eden Kalın, şunları kaydetti:

"Cumhur İttifakı'nın genel ruhunun muhafaza edilmesi, hem yerel seçimlere giderken yaşayacağımız, şu önümüzdeki günlerde hem de sonrasında önemsediğimiz bir yaklaşımdır. Bunun muhafaza edilmesi genel olarak kabul edilen tutumdur, yaklaşımdır. Spesifik olarak, daha detaylı olarak yerel seçimlerde bu ittifak nasıl uygulanır? Onun detaylarının çalışılması gerekiyor. Bunu liderlerimiz oturacaklar, görüşecekler. Ondan önce ilgili arkadaşlarımız komisyonlarda iki parti arasında bu konuları görüşecekler, olgunlaştıktan sonra da liderlere arz edecekler. Onunla ilgili çalışmalar henüz başlamış değil ama önümüzdeki günlerde başlayabilir.

Bu çerçevede de bugün yarın itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Bahçeli'ye bir daveti söz konusu olmadı. Sayın Bahçeli'nin de böyle bir görüşme talebi şu an itibarıyla söz konusu değil. Ama zaman zaman bildiğiniz gibi görüşmeleri oluyor, bunun önünde engel bir durum söz konusu değil. Önümüzdeki günlerde belki böyle bir talep söz konusu olursa bu görüşme gerçekleşebilir."

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 14 Eylül'de İstanbul'daki zirvede yeni çağrıları, önerileri olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, 14'ündeki toplantının Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılacağını hatırlattı.

Burada Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa liderlerinin katılacağı zirvenin ön hazırlık toplantısının siyasi danışmanlar düzeyinde yapılacağına işaret eden Kalın, "Bu toplantıda biz liderlerin zirvede ele alacakları gündemi çalışacağız. Şu an itibarıyla her şey taslak halinde tabii ki. Orada bir mutabakata vardıktan sonra bunlar liderlerimize arz edilecek, ondan sonra nihai onay alındıktan sonra da bir takvim üzerinde de tabii ki çalışacağız." diye konuştu.

- "Türkiye olarak biz elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz"

Henüz toplantı yapılmadığı için takvime ilişkin net bir şey söyleyemeyeceğini ifade eden Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cuma günü mevkidaşlarımızla oturup, konuşacağız. Orada bir takvim de belirlemeye çalışacağız ana hatlarıyla. Amaç tabii ki Suriye başta olmak üzere bölgesel konuları eşgüdüm içerisinde ele almak. Bu mekanizmanın faydalı olacağını düşünüyoruz. Zira bu ülkeler hem bölge hem Ortadoğu konuları, güvenlik, terörle mücadele, Suriye ve diğer konularda zaten ikili, üçlü, dörtlü formatlarda sürekli temas halinde olan ülkeler. Bunun somut neticeler çıkartacağına inanıyoruz. Aslında İdlib'de yaşanan sıcak gelişmeleri de dikkate aldığınızda belki bu toplantının ve zirvenin önemi biraz daha artmış olacak. Çünkü bu meselenin bütün yükünü, ağırlığını Türkiye'nin omuzlarına bırakıp kenara çekilmek adil bir tutum olmaz, çözüm de üretmez. Türkiye olarak biz elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bu insani duyarlılık noktasında Cumhurbaşkanımızın tavrı zaten net, bunu her platformda ifade ediyor, etmeye de devam edecek ama meseleyi daha fazla büyütmeden nasıl çözebiliriz diye baktığımızda bütün paydaşların bu sürecin içinde yer alması gerekiyor. Bu toplantı da buna katkı sağlayacak toplantılarda n birisi olacak."

Kalın, bu dörtlü zirveden önce Başkan Erdoğan'ın New York'ta da dünya liderleriyle görüşmeleri olacağını vurgulayarak bu konuyu orada da gündeme getireceğini ifade etti.

(Sürecek)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.