KONYA (AA) - Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Genel Başkanı Ecevit Öksüz, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Bu süreçte şeffaf, barış ve huzur eksenli, işgal değil gönülleri fetih eksenli yürütülen bu harekatın tüm dünyada doğru anlaşılabilmesi ve bilgi servislerinin doğru kanallardan iletilebilmesi için sosyal, kültürel, dini, siyasi kimliklerimizi bir tarafa bırakarak milletçe elbirliğiyle hareket etmemiz gerektiği kanaatindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Öksüz, yaptığı yazılı açıklamada, harekatın, Suriye sınırı için tehdit oluşturan terör unsurlarının bitirilmesine vesile olmasını, bölge, ülke ve insanlık adına hayırlı olmasını diledi.

Operasyonun, bölge halklarının terör örgütlerinin baskı ve zulmünden kurtarılması ve sınır güvenliğinin temin edilmesi amacı taşıdığını vurgulayan Öksüz, "Söz konusu terör örgütleri, arkalarına ABD’nin de desteğini alarak terör işbirliklerini gün geçtikçe daha da derinleştirmektedir. Bölgede istikrar ve huzur adası olarak yerini ve gücünü tahkim eden Türkiye’nin, terör örgütleri ve işbirlikçilerine yönelik ciddi bir tehdit oluşturmakta olduğunu Zeytin Dalı Harekatı da bir kez daha göstermektedir." ifadelerini kullandı.

Öksüz, harekatın isminin de amacını ifade ettiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Harekata verilen 'Zeytin Dalı' ismi, devletimizin kararlığını ve amacını en güzel şekilde ifade etmektedir. Yeryüzüne adaleti hakim kılmak arzusu ve ulvi gayesiyle yola çıkmış bulunan bir millet ve bu milletin adını peygamberden alan ordusunu durdurmaya ve bu yüce gayeyi engellemeye hiçbir beşer güç yetiremeyecektir. Milletimizin ve devletimizin yeri daima adalet ve hakikat olacaktır. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in sözüne atıfla ifade edecek olursak, 'İnsanlığa adaletten başka bir borcumuz yoktur'.

Bölgede sivil halkın hedef alındığına dair yürütülen kirli algı operasyonlarına halkımızın prim vermeyeceğine olan inancımızı da yinelemek isterim. Bu süreçte şeffaf, barış ve huzur eksenli, işgal değil gönülleri fetih eksenli yürütülen bu harekatın tüm dünyada doğru anlaşılabilmesi ve bilgi servislerinin doğru kanallardan iletilebilmesi için sosyal, kültürel, dini, siyasi kimliklerimizi bir tarafa bırakarak milletçe elbirliğiyle hareket etmemiz gerektiği kanaatindeyiz. Milletimizin bu konuda tarihi tecrübe ve referansları da dikkate alındığında bu süreçten de bölge halkları, milletimiz, devletimiz, ümmetimiz ve insanlık adına azami faydalar elde edileceğini düşünüyorum.”