Meclis Üyesi Sinan Burhan ASKİ tarafından Ankara musluklarına verilmeye başlanan Kızılırmak suyuna ilişkin “Neden Ankaralıya bunu açıklamıyorsunuz,  beğenmediğiniz Kızılırmak suyunu hani tarım arazisinde kullanacaktınız? Diye sordu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek döneminde yaşanan kuraklık sonrası Kızılırmak suyunun Ankaralıların kullanımına açılması için büyük bir proje hayata geçirilmişti. Bu proje zamanında çok konuşuldu, çok tartışıldı. Kızılırmak suyu için “Bir Ankara Kâbusudur” diyenler oldu. Hatta o dönem Mansur Yavaş Kızılırmak suyu projesine ilişkin “gereksiz bir proje, buraya yapılan yatırıma yazık Kızılırmak suyu çok kötü, Ankaralıya zehir içiriyorlar, Kızılırmak ne olacak? O borular ne olacak? Bu belediye için büyük kayıptır. Kızılırmak suyu işletilemez 1 milyar dolar yatıyor orda biz bunu Gölbaşı ve Balada sulu tarımda kullanacağız. Demişti.
Sinan Burhan Yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi,
“Gökçek’in başkanlığında dönem, dönem verilen Kızılırmak suyu Tuna döneminde verilmez olmuş, Kasım 2019’da da su tekrar Ankara’ya verilmeye başladı.  Ancak bu durum birkaç günle sınırlı kalmadı. 
Sonra bir şeyler oldu. Kızılırmak suyu Mansur Yavaş için yeniden çözüm kaynağı oldu. 
Mansur Yavaş “Ağustos ayında Gerede suyu da gelse Kızılırmak suyunu akıtmamız gerekiyor” diyerek çareyi Kızılırmak’tan gelen suda buldu.
Başkan Ocak ayı başında kuraklığa dikkat çekip insanları tasarrufa davet etti. Kızılırmak suyunu verdiklerini asla dile getirmedi. 
ASKİ Kızılırmak suyunu ne kadar zamandır verdiğini, ne oranda verdiğini şimdiye kadar duyurmadı.
Şimdi Kızılırmak suyu içme sularına daha çok katılıyor. Sadece 12 Mart tarihinde 444 bin metreküp Kızılırmak suyu şebekeye verildi. İvedik arıtma tesisine gelen 1 milyon 166 bin metreküp su olduğunu düşünürsek, bu, on litrenin neredeyse dört litresinin Kızılırmak suyu olduğu anlamına geliyor.
Şimdi bu konuda bir kamu kuruluşu halka açıklama yapmakla yükümlüdür. Böylesi bir dönemde, bir belediyenin bu konuyu halktan gizlemesi çok manidardır.
Şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a sormak lazım, Kızılırmak suyu gerçekten gereksiz bir yatırım mı?
Boşuna yapılmış bir yatırım olarak söylediğiniz Kızılırmak suyunu neden Ankaralıların kullanımına açtınız?
Gerçekleri, özelliklede insan sağlığını ilgilendiren bu konudaki gerçeği Ankaralılardan sakladınız mı?
Ankaralıların ne içtiğini bilmeye hakkı yok mu?”

Ağustos ayında Ankara suyu oldukça temiz görünüyor. Analiz sonuçları genelde bu oranlarda. Ama burada sülfat oranına ve suyun sertliğini belirleyen elektriksel iletkenlik verilerine dikkat etmek lazım. Bu değerler Kızılırmak’ta çok farklı.

Kızılırmak suyu kesildikten sonra litrede 29-30 mg olan sülfat miktarı şubat ayında 125,94 mg/l’ye çıkmış. Yani dörde katlamış. Bu verileri dikkatle hesapladığınızda çok yüksek miktarda Kızılırmak suyu karıştığı görülecektir. Şubat ayında sadece 1 litre Kızılırmak suyuna yaklaşık 2 litre iyi su katılmış olduğu söylenebilir. Diğer yandan “elektriksel iletkenlik” açısından değerler üçe katlanmış.

12 Mart tarihinde 444 bin metreküp Kızılırmak suyu şebekeye verildi. İvedik arıtma tesisine gelen 1 milyon 166 bin metreküp su olduğunu düşünürsek, bu, on litrenin neredeyse dört litresinin Kızılırmak suyu olduğu anlamına geliyor.

12 Mart tarihli bölgesel analizde 163 mg/litre sülfat oranı yakalanmış. Muhtemelen o gün daha fazla Kızılırmak suyu verilmiş ve sonuncunda sülfat miktarı 5,5 katı aşmış ve günlük olarak 250 sınırına yaklaşmış.