ASO Başkanı Özdebir: "Ekonomideki belirsizlik Türkiye'ye mahsus değil"

- "Merkez Bankası son faiz indirimiyle herkesi şaşırttı. Şahsen faiz indirimini beklemiyordum ama düşünürsek dünyada gıda fiyatları bir yıl içinde yüzde 35 civarında arttı, emtia fiyatlarında da ortalama yüzde 75'lik bir artış vardı. Bu, bütün dünyanın sorunu"

05 Ekim 2021 Salı 12:00
ASO Başkanı Özdebir:

ANKARA (AA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ekonomide bütün dünyada belirsizlik yaşandığını ve bunun Türkiye'ye mahsus bir durum olmadığını bildirdi.

Özdebir, gazetecilerle sohbet toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Kur atakları da dahil Türkiye'nin yaşadığı birçok sorunun temelinde cari açığın yer aldığını belirten Özdebir, açığı tüm ülkedeki vatandaşların tercihlerinin oluşturduğunu söyledi.

Özdebir, bu sorun çözülmeden ülkenin rahata eremeyeceğini ifade ederek, "Bu konuda seferberlik ilan etmemiz lazım." dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faizleri indirmesinin, piyasa faizlerinin de hemen düşeceği anlamına gelmediğini vurgulayan Özdebir, "Amerikan Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) politikalarında bir değişiklik olmazsa kurların tekrar önümüzdeki günler içinde 8,50'ler seviyesine ineceğini tahmin ediyorum." diye konuştu.

- "Daha yüksek faiz vererek enflasyonu aşağı indirmek mümkün değil"

TCMB'nin faiz kararını alırken TÜFE yerine çekirdek enflasyonu dikkate almasını da değerlendiren Özdebir, şu ifadeleri kullandı:

"Bütün bunlar bizim algılarımızla ilgili. Şunu unutuyoruz, enflasyon yaşadığımız günün gerçeği, faiz ise vade sonunda gerçekleşecek bir olay. Şu anda enflasyon yüzde 19, bizim (üretici) enflasyonumuz yüzde 45'in üzerinde ama bir ay vadeli para yatırdıysan bir ayın sonunda faizin ne olacağını bilmiyoruz. Belki de iş, Merkez Bankasının dediğine gelecek."

Bütün dünyada gıda ve emtia fiyatlarının arttığı bir ortamda Türkiye'de daha yüksek faiz vererek enflasyonu aşağı indirmenin mümkün olmadığını belirten Özdebir, "Kurların yılbaşından bu yana ne kadar arttığına bakın. Diğer ülkelerdeki enflasyonu da üzerine koyun, bizim (üretici) enflasyonumuza eşit oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "FETÖ'cüler hala yurt dışında yalan haberler çıkartıyorlar"

Faiz ne kadar yüksek olursa olsun yurt dışındaki Türkiye algısı değişmedikçe yabancı sermayeyi ülkeye çekmenin zor olduğuna dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin imajıyla ilgili ciddi bir erozyon var. Bunda bizim hatalarımız olduğu kadar, hakkımızdaki dezenformasyonun da etkisi var. FETÖ'cüler hala yurt dışında çalışıyorlar. Orada bir sürü yalan haberler çıkartıyorlar, olayları saptırıyorlar. Biz de birtakım insanların ayaklarına basıyoruz. Yunanistan ile çekişiyoruz, çekişmezsek bizi denize bile giremeyecek hale getirecekler. Bu haklarımızı korumaya kalktığımız zaman da birtakım ülkeler Türkiye'nin karşısında pozisyon alıyorlar."

Özdebir, bütün dünyada ekonomide belirsizlik ortamının olduğuna işaret ederek "Ekonomideki belirsizlik Türkiye'ye mahsus değil. Merkez Bankası son faiz indirimiyle herkesi şaşırttı. Şahsen faiz indirimini beklemiyordum ama düşünürsek dünyada gıda fiyatları bir yıl içinde yüzde 35 civarında arttı, emtia fiyatlarında da ortalama yüzde 75'lik bir artış vardı. Bu, bütün dünyanın sorunu. Fed de Avrupa Merkez Bankası da aynı şeyleri söylüyorlar." dedi.

- "İşletmelerin finansal kaldıraç oranları bozuldu"

Parasal genişleme döneminde işletmelerin finansal kaldıraç oranlarının oldukça bozulduğunu dile getiren Özdebir, "OECD raporlarına göre yüzde 250. Yani 100 lira sermayen varsa 250 lira borcun var. Bu, teknik iflas demek. Otomotiv ve inşaat sektöründe borçluluk oranları yüzde 500'e kadar çıkıyor. Bu, sürdürülebilir bir şey değil." ifadelerini kullandı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde kullandırılan krediler nedeniyle firmaların borçluluk oranlarının çok arttığına dikkati çeken Özdebir, söz konusu işletmelerin ayakta durabilmeleri için başka destek mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini söyledi.

Özdebir, bunun için ASO olarak daha önce bir öneride bulunduklarını hatırlatarak, "TÜİK açıkladı, şu anda reel sektörün 168 milyar lira devletten KDV alacağı var. Bu aşağı yukarı 20 milyar dolar ediyor. Bu, aynı zamanda çok büyük haksızlık. KDV, neticede son alıcının ödemesi gereken bir şey. Devlet, aradaki herkesi tahsilatla görevlendirmiş. Bu tahsilatın en büyük yükünü sanayi çekiyor." dedi.

Hazinenin dengeleri açısından böyle bir paranın ödenebilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Özdebir, sorunun çözümüne ilişkin şu öneriyi paylaştı:

"Ben (Hazine ve Maliye Bakanlığını kastederek) devreden KDV'lerinizi size (KDV alacaklısı) ödeyeyim ama çalıştığınız bankaya gideceksiniz, özel bir hesap açtıracaksınız, ben o hesaba sizin KDV alacağınız kadar çek kesme hakkı tanıyacağım. Paraya kimse elini sürmüyor. Şartlar? Bir, ben senin paranı ödediğime göre, indirilecek KDV'yi de sıfırlayacaksın. İki, yazdığın her çeki 3 ay vadeli yazacaksın. Bunun amacı, çarpan etkisiyle bu çek piyasada dolaşsın, daha fazla iş hacmi yaratsın. 168 milyar lira çok büyük bir rakam. Bu, piyasaya enjekte edildiği zaman ciddi bir genişleme yaratır."


Anahtar Kelimeler:
TCMBFaizNurettin Özdebir
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.