Bin 800 rakımlı yaylada ramazan

- Daha iyi verim alabilmek için hayvanlarını otlatmaya Aydos Yaylası'na getiren ve yılın 8 ayını burada geçiren yaylacılar, ramazan ayını serin, doğayla iç içe ve zorlu bir ortamda geçiriyor - Besiciler gündüz hayvanlarını otlatırken, ev hanımları da yöresel ağırlıklı iftar yemekleri hazırlayarak komşularıyla birlikte oruçlarını açıyor - Yaylada besicilik yapan Hasan Demirbaş: "Gürültüyü, yoğunluğu ve stresi hiç kaldıramıyorum. Burada ramazan ayını yaşamayı hiç bir şeye değişemem"

10 Haziran 2018 Pazar 11:12
Bin 800 rakımlı yaylada ramazan

ANKARA (AA) - HÜSEYİN YİĞİNER - Daha iyi verim alabilmek için hayvanlarını otlatmaya Ankara'nın Çubuk ilçesi sınırları içinde yer alan Aydos Yaylası'na getiren ve yılın 8 ayını burada geçiren yaylacılar, ramazan ayını serin, doğayla iç içe ortamda ve zor koşullarda geçiriyor.

Hava sıcaklığının artmasıyla, hayvanlarını otlatmak için bin 800 rakımlı Aydos Yaylası'na giden yaylacılar, şehrin yoğunluğundan ve gürültüsünden uzak bir ortamda iftar açmanın ayrıcalığını yaşıyor.

Yaylara rağbet her geçen gün azalsa da bazı aileler yayla hayatı geleneğini devam ettirmeye çalışıyor. Bin 500 ile 2 bin rakımları arasında 15'e yakın yaylası olan Çubuk’ta, en çok rağbet bin 800 rakımlı Aydos Yaylas'ına gösteriliyor.

Yukarı Çavundur Mahallesi'nde yaşayan besicilerin yanı sıra şehir merkezlerinde barınan ve emekli olduktan sonra hayatlarını yaylada yaşamaya karar verenler de Aydos Yaylası'na gelerek, ramazanın keyfini ve tadını burada çıkarıyor.

Besiciler gündüz vakitleri hayvanlarını otlatırken, ev hanımları da yöresel ağırlıklı iftar yemekleri hazırlayarak komşularıyla birlikte oruçlarını açıyor. Merada otlayan büyük ve küçükbaş hayvanlar, ormanlık alanlar, çiçekler, göletler de yaylada kartpostallık görüntüler oluşturuyor.

- Köylerden şehirlere göçler engellenmeli

Yukarı Çavundur Mahallesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Osman Şahbudak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahalleye çevrilen köylerde birçok konuda bürokratik engellerle karşılaşıldığını ve bunun da köylerden şehirlere göçe sebep olduğu belirtti.

Köy ve yaylalarda yaşamın üretimi artıracağını, doğal ve sağlıklı ürünlerin tüketilmesine katkı vereceğini anlatan Şahbudak, şunları dile getirdi:

"Yaylalarımızda sofralardaki ürünlerin tamamı doğal. Biz dernek olarak bu yaylalarda üretilen ürünlerin şehirlere inmesini ve oralarda da yaşayan insanlara ulaşmasını istiyoruz. Bu doğrultuda elbette devletimiz de büyük görevler düşmektedir. Bir kere bu mahallelerin köy statüsüne yeniden döndürülmesini ve köylerde yaşamın teşvik edilmesini istiyoruz. Bu şekilde de yaylarda köylerde yeniden üretimin artırılması sağlanacaktır."

Yaylada 18 aile yaşadığını ve 50'ye yakın nüfusun olduğunu vurgulayan Yukarı Çavundur Mahallesi Muhtarı Ahmet Kuru, geçmişte bu sayının çok daha fazla olduğunu ifade ederek, "Yaylada şu anki hayvan sayımız 7 bin civarında. Bizim yaylaların en büyük sıkıntısı elektriğin olmaması. Elektrik olmadığı için buradaki vatandaşlarımız elde ettikleri ürünleri korumakta çok zorlanıyor." diye konuştu.

- "Yaylada ramazan keyfi hiçbir şeye değişilmez"

Emekli olduktan sonra yaylada yaşamaya başladığını belirten Hasan Demirbaş (53), ramazan ayının burada çok güzel geçtiğini söyledi.

Ankara merkezde büyüdüğünü, orada okuduğunu ve çalışarak emekli olduğunu anlatan Demirbaş, şunları söyledi:

‘’Bir kamuda 30 yıl iş makinesi operatörü olarak görev yaptım ve emekli olduktan sonra yaylada yaşamaya başladım. Ormanı ve temiz havayı çok seviyordum. Dede ocağı köyümüz, yurdumuz diye yaylada yaşamaya karar verdim. Burada büyükbaş hayvancılık yapıyoruz hanım ile birilikte. Sabah erkenden kalkıyoruz, hayvanları otlatıyoruz akşama kadar. Akşam da gelip ahıra koyarak hayvanların sağımını yapıyoruz. Gündüz de hanım onları işliyor, yağ, peynir, yoğurt gibi ürünler yapıyor. Şu anda bırak Ankara'yı Çubuk'a gidince başımda bir ağrı oluyor. Gürültüyü, yoğunluğu ve stresi hiç kaldıramıyorum. Burada ramazan ayını yaşamayı hiç bir şeye değişemem."

Yaylada yaşamayı çok sevdiğini dile getiren yaylacılardan Gülsüm Demirbaş da, " Burada yaşamayı çok seviyoruz. Zorluklarını da sevdiğimiz için göğüs geriyoruz. Yayladayız diye hiçbir şeyimizden geri kalmayız. Tüm yorgunluğumuza rağmen gece sahura kalkarız, çöreğimizi, böreğimizi yaparız. Kompostomuzu pişiririz. Her şeyimizi vaktinde hazırlarız" diye konuştu.

Üniversiteye yaylada anne ve babasının yanında hazırlandığını kaydeden Merve Demirbaş ise öğretmenlik hayaline ulaşabilmek için mücadele ettiğini ifade etti.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.