Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Yunus Emre ve Türkçe" panelinde konuştu:

- "Yunus Emre, düşüncesini şiir yoluyla ifade etmiş bir büyük bilge, arif. İslam'ı ihsan makamında yaşamış bir kul. Bunu söylerken Yunus Emre'nin 'sözün ustası bir edebiyatçı' olarak karşılanmasını ihtiyatla karşılamamız gerektiğini düşünüyorum" - "Türkçemizin bir medeniyet dili olarak inşa ve ifade edilmesi hepimizin milli görevidir"

14 Ekim 2021 Perşembe 16:18
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın,

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Yunus Emre, düşüncesini şiir yoluyla ifade etmiş bir büyük bilge, arif. İslam'ı ihsan makamında yaşamış bir kul. Bunu söylerken Yunus Emre'nin 'sözün ustası bir edebiyatçı' olarak karşılanmasını ihtiyatla karşılamamız gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Kalın, Ankara Üniversitesinin kuruluşunun 75. yılı dolayısıyla üniversitenin Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda düzenlenen "Dünya İnsanlığı İçin Ortak Bir Değer: Yunus Emre ve Bir Medeniyet Dili: Türkçe" konulu panele katıldı.

Burada konuşan Kalın, panele dair bazı gözlemlerini paylaşarak, programda kadın bilim insanının bulunmadığına dikkati çekti.

İbrahim Kalın, çocuklara dili ilk öğretenin annelerin olduğunu ve kadın bilim insanlarının dil alanında daha fazla çalışma yapması gerektiğini belirterek, rektör ve hocaların, kadın bilim insanlarının önünü açacağından emin olduğunu dile getirdi.

13. yüzyıldaki Moğol istilası ve Haçlı Seferleri'nin, Anadolu'da çok ciddi siyasi, toplumsal ve ekonomik travmalara yol açtığını aktaran Kalın, bu travmalara ve yıkıma rağmen 13. yüzyılın aynı zamanda büyük bir manevi, irfani, ilmi, kültürel gelişme ve yeniden canlanış dönemi olduğunu söyledi.

Kalın, bu dönemde yaşayan büyük düşünürlerin başında Yunus Emre'nin geldiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Yunus, bir şair. Düşüncesini şiir yoluyla ifade etmiş bir büyük bilge, arif. İslam'ı ihsan makamında yaşamış bir kul. Bunu söylerken Yunus Emre'nin 'sözün ustası bir edebiyatçı' olarak karşılanmasını ihtiyatla karşılamamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü düşüncede derinlik olmadan sözde ustalık olmaz. Her büyük sanat eserinin arkasında derin bir fikir, bir ana fikir vardır."

- "Gerçek sanat insanın aklına, kalbine, duygularına ve ruhuna hitap eden eserdir"

Gerçek sanatın aynı anda insanın aklı, kalbi, duyguları ve ruhuna hitap eden eser olduğunu anlatan Kalın, "Yunus Emre'yi 700 yıl sonra okuyorsak, Türkçenin taşıdığı derin, manevi, felsefi fikriyatı hala hatırlıyorsak, yaşatıyorsak burada insanın hem aklına hem kalbine hem duygularına hem de ruhuna hitap edebilen büyük bir fikriyat olduğu içindir." ifadesini kullandı.

İbrahim Kalın, Yunus Emre'nin dil ve düşünce birikimini ortaya çıkaran felsefi birikimin nereden geldiğine değinerek, şöyle devam etti:

"İşte orada çok büyük bir medeniyet hareketinin yer aldığını ve Yunus'un bu birikimi çok iyi bir şekilde özümseyerek, Türkçe dil evreni içerisinde çok yetkin bir şekilde ifade ettiğini görürsünüz. Bu anlamda bir algıyı düzeltmek lazım. Bazen Yunus, Hazreti Mevlana, Ahmet Yesevi, irfani, tasavvufi şairlerle, sanatkarla ilgili 'Şairdi, pek fazla ilmi behresi yoktu' diye bir algı vardır. Bunu da tashih etmek lazım. Ortalama bir Müslüman aydının bilmesi gereken ilmi vasat ne idiyse, Yunus da, Hazreti Mevlana da, Ahmet Yesevi de ve diğerleri de bu vasata fazlasıyla sahiptiler. Bazıları bunların çok ötesinde bir birikime sahipti."

- "Yunus Emre'nin metinlerinde tabiat sevgisine dair mesajlar yer alıyor"

Yunus Emre'nin metinlerinde insan, hayvan ve tabiat sevgisine dair mesajların yer aldığını bildiren Kalın, bu doğrultuda Hayvanları Koruma Kanunu ve iklim alanında yapılan çalışmaların önemli olduğunu vurguladı.

Kalın, emisyonların sıfıra indirilmesi için 2053 hedefini ortaya koyduklarını ve bu çalışmaları yaşatmak için doğru bir perspektife sahip olunması gerektiğinin altını çizdi.

Dilin sınırları ne kadar genişletilirse düşünce evreni ufkunun da o kadar genişletilebileceğini dile getiren Kalın, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkçemizin bir medeniyet dili olarak inşa ve ifade edilmesi hepimizin milli görevidir. Bunu yapabilmek için de Türkçenin ta Yunus'tan bugüne kadar yaşadığı gelişimi, dönüşümü bizim tekrar hatırlamamız, bilimsel olarak ortaya koymamız ve bugün onu yeniden medeniyet, kültür, sanat ve ilim dili olarak ifade edebilmemiz gerekiyor."

Kalın, panelin Farabi Salonu'nda düzenlenmesi nedeniyle Yunus Emre'nin düşünce kaynaklarından biri olan Farabi'nin yaşamına, ilim hayatına ve düşüncelerine de değindi.

Panelde, Yükseköğretim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Levent Kayapınar birer konuşma yaptı.

- Kalın, "Gel Gör Beni" sergisini gezdi

Konuşmaların ardından Kalın, salonun dışında yer alan "Gel Gör Beni" sergisini inceledi. Kalın ve davetlilere, Yunus Emre'nin felsefesi ve yaşamış olduğu döneminin yansıtıldığı ürünler tanıtıldı.

İbrahim Kalın, daha sonra Yunus Emre'nin "Sordum Sarı Çiçeğe" şiirine ithafen sarı çiçeklerin yapıldığı ebru sanatı çalışmasını izledi.

Sergi alanında canlı müzik dinletisi yapıldı.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.