Türkiye olarak bir yanda teröre karşı mücadele verirken bir yandan da kara propagandayla mücadele etmek durumundayız. Kamu Diplomasi Kurumu, büyükelçiliklerimiz, aydınlarımız ve sivil toplum örgütlerimiz bu konuya ciddi ciddi eğilmelidir. Bir yandan FETÖ unsurları, bir yandan PKK unsurları, bir yandan da Ermeni diasporası Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı ve ülkemizi yerden yere vuruyorlar.
Bu konuda ciddi bir diplomatik atağa kalkmak gerekiyor. Gerek Cumhurbaşkanımız gerekse Başbakanımız yurt dışına gittikleri zaman iliştirilmiş, etki altına alınmış ön yargılı gazetecilerin eleştirilerine uğruyorlar. Bu konuda o gazetecilerin bilgilendirilmesi gerekir. Hadi gazeteciler ön yargılı diyelim, o ülke halklarının ve siyasetçilerinin doğru bilgiye ulaşması sağlanmalıdır. Öte yandan, Sayın Erdoğan ve Binali Bey bu densizlere gerekli cevabı veriyorlar. Bu bağlamda Binali Bey, Almanya’da kendini gazeteci diye tanıtan bir sahtekâra okkalı bir cevap verdi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmesi sonrasında bir şahsın Binali Yıldırım’a Afrin’de çekildiğini iddia ettiği bir fotoğrafı göstermesi üzerine ortam bir anda gerildi. Binali Yıldırım gazeteci olarak içeriye giren şahsa çok sert tepki gösterdi. Yıldırım görüntülere yansıtılmayan fotoğrafı gösteren şahsa, “Onlar başka olayların resimleri, burada propaganda yapma. Afrin’de neler olduğunu bilmek istiyorsan oraya gel, ne olduğunu görürsün. Bu gösterdiğin resimler hep başka olaylara ait resimler. Burada insanları etkilemeye kalkma” cevabını verdi.
Binali Bey mülteci sorununa da değindi. Suriye’yi bu hale getirenin batılılar olduğunu yüzlerine karşı haykırdı. Savaşı başlatan ABD ve AB olmalarına rağmen hem suçlu hem de güçlüler. Başbakanımız Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü, “Mülteci konusu tek başına bizim sorunumuz değil, bizim ürettiğimiz bir sorun da değil. Bu sorunların hiçbirini başlatan da biz değiliz. Biz sadece sonuçlarına katlanıyoruz. Suriye’deki savaşı biz başlatmadık. Oradaki mülteci akınını biz başlatmadık ama orada canını kurtarmaya çalışan 3,5 milyon insanı biz bağrımıza bastık, ekmeğimizi paylaştık. Bize yalan yanlış resim gösteren arkadaş bu gerçeği görsün. Ne yaptığımızı bütün dünya biliyor. Dolayısıyla alnımız ak. Yaptığımız işi biliyoruz” ifadesini kullandı.
Bölgeyi kan gölüne çeviren ABD ve Batılılar ikiyüzlü davranıyorlar. Irak’ı parçaladılar. Suriye’yi iç savaşa soktular. Şimdi hedef Türkiye’yedir. Amaçları İsrail’in güvenliği için İslam dünyasını parçalamaktır. Sözde demokrasi getireceklerdi. Kan ve gözyaşı getirdiler. Bizlerin bu gerçekleri dünyanın vicdanlı insanlarına anlatmamız gerekiyor. O nedenle topyekûn bir bilgi seferberliği başlatmalıyız. Yurt dışındaki gazetecileri, aydınları bilgilendirmeliyiz. Bu işi sadece Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza bırakmamalıyız.
Sevgili dostlar yaklaşık 4 milyon Suriyelilere bağrını açan biziz. Irak’ta Saddam’ın zulmünden kaçan Kürtlere bağrını açan biziz. Maddi ve manevi olarak mazlumun yanında olan biziz. Bu konuda neden kendimizi anlatamıyoruz. Bu konuda ne eksikliğimiz var. Bu millet bu kadar fedakâr davranmasına rağmen neden ülkemiz suçlu gösteriliyor. Bana göre en büyük eksiklik uluslararası bilgilendirme eksikliğidir. Yerli ve yabancı gazetecilere, aydınlara, siyasetçilere özel bir çalışma başlatmalıyız.
