NEVŞEHİR (AA) - Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinin (NEVÜ) ev sahipliğinde, 28 farklı ülkeden akademisyenlerin katılımıyla 2. Uluslararası İpek Yolu Akademik Çalışmalar Sempozyumu düzenlenecek.
NEVÜ ve İpek Yolu Derneği öncülüğünde Japonya, Rusya ve Sırbistan'daki çeşitli üniversitelerin işbirliğinde 20-22 Eylül'de düzenlenecek sempozyuma, 20 ülkedeki 70 üniversiteden 250 akademisyenin katılım sağlaması bekleniyor.
Tarih boyunca kullanılan bir ticaret güzergahı olmasının yanı sıra fikirlerin, dinlerin ve farklı kültürlerin batıya taşındığı İpek Yolu'nun güzergahlarından olan Nevşehir'de gerçekleştirilecek sempozyumda, farklı coğrafyaların, tarihi, kültürel, ekonomik, siyasi, sosyal ve edebi olarak incelenmesi amaçlanıyor.
NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İpek Yolu'nun geçmişte olduğu gibi yeniden ticari, siyasi, kültürel ve ekonomi alanında önem kazanmaya başladığını, bu yönüyle toplantının önem arz ettiğini belirtti.
Tek kutuplu dünyanın, toplumları rahatsız etmeye başlamasıyla yeni arayışlara geçildiğini aktaran Bağlı, bu durumun akademik yeni bir çalışmayı gündeme getirdiğini ifade ederek, "Dünya ekseninin Asya Pasifik'e kaydığı bir süreçte İpek Yolu yeniden ticaret, siyaset, kültür ve ekonomide önemli bir güzergah haline gelmiştir. Türkiye de bu güzergahın en önemli kavşaklarından birisi. Bugün Nevşehir'in, Türkiye ve dünya siyaseti açısından kilit pozisyonu var. Sempozyumun, Anadolu coğrafyasında farklılıkların bir arada yaşatılmasıyla ilgili ilk hoşgörü ve felsefeyi oluşturan Hacı Bektaş Veli'nin memleketinde gerçekleştirilmesi ayrıca önem taşıyor." diye konuştu.
Bağlı, Batı'nın çifte standartlı tavır ve yaklaşımları nedeniyle toplumların değer arayışındaki adresi olmaktan çıktığını, mevcut Batı felsefesinin dünyayı sömürme çabasına dönüştüğünü savundu.
Sempozyumun, Türkiye adına önemli bir çalışmaya ön ayak olacağını aktaran Bağlı, yeni dünya düzeninin kurulma aşamasında olduğu bu süreçte Türkiye'nin de önemli aktörler arasında yer aldığını dile getirdi.
Bağlı, Batı'nın çifte standartlı uygulamalarının dünyadaki diğer aktörlerin farklı arayışa yönelmelerine neden olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Toplumların ortak paydası akademik yeni bir çalışmayı meydana getirdi. Batılılaşmaktan kastedilen demokrasiydi, birlikte çağdaş uygarlık medeniyetine yürüyecektik. Ama, 15 Temmuz'da Türk toplumu demokrasiden tavır aldığı gün batılılar terör örgütlerinden yana tavır alarak çifte standartta olduklarını deklare ettiler. Dolayısıyla dünyanın ekseni kaymaya başladı, tek bir kutup üzerinde sistem yürümüyor artık. Bunun yerini çok siyasal sistemli, kültürlü arayışların ortaya konduğu söylenebilir. Bunu, yeni bir dünyanın kurulma aşamasında olduğu süreçte Türkiye'nin gelecek zaman aktörü olma amacının bir sonucu olarak görmek gerek. Sempozyumun en önemli sonucu, farklı kültürlerin ve farklı üniversitelerin bu konuyla ilgili fikirleri birbiri ile paylaşmasıdır. Başka akademisyenlerin bize yeni bir pencere açmasını sağlayacak bilimsel araştırma olacaktır."